Bir subay ve bir centilmen olarak, hızlı ve asil bir ölüm bekliyorsunuzdur. | Open Subtitles | بصفتي ضابط, وبصفتي محترم، فستتطلعون لميتةٍ سريعةٍ ونبيلة. |
Büyük ve asil bir arayışa çıkma onurunu kazandın. | Open Subtitles | لقد فزت بشرف الانطلاق في سبيل مهمة عظيمة ونبيلة مهمة؟ |
Politik gelişmeler sizi haklı çıkardı ve asil yokluğunuzu ihtiyatlı bir kişilik gibi gösterdi. | Open Subtitles | التطورات السياسية اثبتت أنك على حق وجعلت من غيابك النبيل يبدو ذو فطنة ومكانة |
Bu çok güzel ve asil bir davranış. Eminim yardımına ihtiyacı vardır... | Open Subtitles | وهذا حقًا رائع جدًا ونبيل ونحوه، أقصد أنها قطعًا تحتاج إلى مساعدتك. |
O dönem yaşayan her kadın büyükbabama göre çok güzel ve asil kalıyordu. | Open Subtitles | كلّ سيّدة آنذاك كانت أسمى نسبًا من جدّي. |
Aptalca,maço ve asil birşey yapmada önce otur ve beni dinle! | Open Subtitles | حسنا انتظر انتظر قبل ان تقوم بأي أمر غبي و رجولي و نبيل فقط اجلس و اسمعني |
Disiplinli. Çinin en onurlu ve asil askerleri. | Open Subtitles | . ومنضبطون - . أشرف وانبل جنود الصين - |
Uzakta değil, çok büyük de değil, kaybettiğimizden çok daha güzel bir ev, ve asil insanlar bize ünvan karşılığı arazi ve para teklif ediyorlar. | Open Subtitles | ليس بعيدا، متواضع في الحجم ولكن أكثر من ملائم لاستبدال ما خسرناه والنبيلة على استعداد لبيع لقب لنا لأرض مقابل ثمن |
Cesur ve asil takılmaya çalışıyor ama hepimiz, bugün evlenen kişinin Peyton olacağını düşünmüyor muyduk? | Open Subtitles | إنها تحاول أن تبدو متماسكة ونبيلة لاكن لطالما ظننا بأنها من ستتزوج - نعم - وكيف حالكِ؟ |
Bu harika bir jest ve asil bir davranış, ama bir şeyi bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | دعنا نكتشف هذه مبادرة رائعة ونبيلة |
ve cesur bir şövalye ve asil atının olduğu yere. | Open Subtitles | وما فائدة الفارس الشجاع من غير فرسه النبيل |
Mankenliğin saf ve asil ruhunu nasıl kirletirsin? | Open Subtitles | كيف تجرئين على تلويث فن عرض الأزيـاء النقي و النبيل ؟ |
Güçlü ve asil karakterleri gördüğünde anlar. | Open Subtitles | انها تعرف القوة، والطابع النبيل عندما تراهما |
Ağabeyin büyük ve asil bir dövüşçüydü sonunu onuruyla karşıladı. | Open Subtitles | شقيقك كان مقاتل عظيم ونبيل وقد لاقى نهايته بشرف |
Ağabeyin büyük ve asil bir dövüşçüydü sonunu onuruyla karşıladı. | Open Subtitles | شقيقك كان مقاتل عظيم ونبيل وقد لاقى نهايته بشرف |
Bir zamanlar, çok uzaklarda sihirli bir krallıkta şaşırtıcı derecede yakışıklı, cesur ve asil bir şövalye varmış. | Open Subtitles | في ما مضى , بمملكة سحرية بعيدة كان هناك فارس شجاع ونبيل ووسيم بشكل صارخ |
Kesinlikle öyle, ancak söylenene göre, bir yük arabasının arkasında biber satan büyükbabanız da kendine oranla çok daha güzel ve asil bir hanımla evlenmiş. | Open Subtitles | أجل، ولا أغفل أنّهم يذكرون أن جدّك كان يبيع الورق على عربة يجّرّها حمار... وتزوّج من سيّدة أسمى نسبًا منه. |
Cömert ve asil bir adam. | Open Subtitles | وهو رجل سخي و نبيل. |
Dürüst ve asil bir dostsun. | Open Subtitles | أنت صديق حقيقي و نبيل |
Cesur ve asil Weten Ogen. | Open Subtitles | اشجع وانبل ويتن ويجن |
Cesur ve asil Weten Ogen. | Open Subtitles | نخب اشجع وانبل ويتن ويجن |
Seyahatimde güçlü ve asil insanlarla tanıştım. | Open Subtitles | على سفري، التقيت شعب قوي والنبيلة. |