Bu yanlış kavramlarızdan kurtulup, özgürleşmek ve kendimizden çok fazla beklememek için ve basitçe başlamak için teşvik edici bir dürtü. | TED | إنه تحرر من المفاهيم الخاطئة لدينا، وحافز لعدم توقع الكثير من أنفسنا وأن نبدأ ببساطة. |
İnsanlar ne yaptığınızı satın almazlar; yapma nedenin için satın alırlar. ve basitçe yaptığınız neye inandığınızı ispatlıyor. | TED | الناس لا تشتري ما تقوم به، بل تشتري لماذا تقوم بما تقوم به وماتقوم به يؤكد ببساطة ماتؤمن به. |
Tasarım gerçekten her yerde ve tasarım en az her şey kadar önemli ve şu durumdan çok memnunum ki, çeşitliği ve hayatımızdaki merkeziyetinden ötürü bir çok insan, meslek olarak, tutku olarak, ve basitçe, kültürümüzün bir parçası olduğu için buna dahil oluyor. | TED | التصميم حقاً في كل مكان، وتصميم لا يقل أهمية أي شيء، وأنا سعيدة للغاية لأنه، بسبب تنوعها ونظرا لأهميته لحياتنا، العديد من الناس يأتون إليها كمهنة، كعاطفة، وكما، ببساطة جداً، وجزء من ثقافتهم. |
Hımm, bilirsin, yenildim,safça ve basitçe. | Open Subtitles | كما تعلم .. لقد هزمت .. واضحة وبسيطة |
Eski Viking tarzıyla. Güzel ve basitçe. | Open Subtitles | النصوص القديمة للـ(فايكنغ)، خطة جميلة وبسيطة |
Bu da aynı işlem,ama şimdi minimal sıklıkla kalbi aldıkları sadece üç delikle ve basitçe kök hücreleri laparoskobik prosedüre göre enjekte ederek yapılıyor. | TED | هذه هي نفس الطريقة ولكن الآن بشكل محدود جراحيًا فعن طريق 3 ثقوب في الجسد موصلة إلى القلب ثم حقن الخلايا الجذعية بكل بساطة عن طريق المنظار |
Uygulamaya geçildiğinde sistemdeki her oyuncu müşterilerin sağlıklı kalmasından sorumlu olacak ve basitçe hastalanan kişi sayısını en aza indirerek gereksiz tıbbi müdahalelerden kaçınmaları teşvik ediliyor olacak. | TED | في الواقع، كل العاملين في النظام في هذا الوقت مسؤولون عن الحفاظ على صحة عملائهم. ومجبرين على تجنب أي إجراء جراحي غير ضروري بتقليل عدد الأفراد المرضى بكل بساطة |
Çok şeyi feda ettin... ve basitçe buna değmedi. | Open Subtitles | لقدتنازلتِكثيراً... وهذا الأمر لم يستحق ذلك ببساطة. |
İlki keyifli hayat ve basitçe bulabileceğimizin en iyisi, alabileceğiniz keyiflerin en fazlası, yaşayabileceğiniz olumlu duyguların en fazlası, ve zevk verici, düşünceli gibi yetenekleri öğrenmek bunları zamana ve mekana yayıp genişletmek ile ilgili. | TED | الحياة السارة وهو النوع الأول و هي ببساطة أفضل ما يمكنك الحصول عليه, فيها تحصل على ما تستطيع من المتع, و عواطف إيجابية على قدر إستطاعتك و تعلم المهارات و خلق لنفسك العقلية التي تمكنك من التمتع ومضاعفة تلك العواطف و التي تمتد لتملأ اوقاتك و اماكن تواجدك. |
ve basitçe notlar alıyordum. | Open Subtitles | \u200fوكنت ببساطة أكتب بعض الملاحظات. |
Üçüncü kısım değerler üzerineydi ve yine, kısaca söylemek gerekirse, tüm Hindistan'da 500'ü aşkın çocuk üzerinde bir test yaptım. Ve onlara - 68 farklı değere yönelik soru verdim ve basitçe fikirlerini sordum. | TED | القطعة الثالثة كانت حول القيم، ومجدداً، لأضعها بإختصار، قمت بإجراء أكثر من 500 إختبار لأطفال منتشرين في كل أنحاء الهند. ولقد سألتهم -- طرحت عليهم حوالي 68 سؤالاً مختلفاً موجّه المنحى وسألتهم ببساطة عن آرائهم. |
- Hızlı ve basitçe. | Open Subtitles | -بسرعة و ببساطة |