ve birden, her şey berraklaştı önümde, yağmur yağarken sildiğim pencere gibi. | Open Subtitles | وفجأة أصبح كل شيء واضحاً، مثل وضوح النافذة من الخارج بسبب المطر |
Şimdiye kadar gördüğüm en iyi dans eden insanlarla bir gece dans edip eğleniyorum ve birden herkes deliye dönüyor. | Open Subtitles | لقد حظيت بليلة واحدة ممتعة مع مجموعة من أفضل الراقصين الذين قد رقصت معهم أبداً وفجأة ، يرتعب الكل ؟ |
Bir subayın öldüğünü duyuyorlar ve birden her köşede bir bebek oluyor. | Open Subtitles | لقد سمعوا بمقتل جندي تاركاً خلفه الأموال وفجأة هنالك طفل بكل مكان |
ve birden mimariyi artık inşa edilmiş içerik olarak değil, bir organizma, bir yaşam biçimi olarak düşünürsünüz. | TED | وفجأةً تبدأون التفكير في المعمار على أنها ليست مادة مبنية، بل ككائن عضوي، وكشكل من أشكال الحياة |
Araba kayboluyor ve birden kendimi ormanda yerde yatarken buluyorum. | Open Subtitles | السيارة تختفي ، وبعد ذلك فجأة اسقط علي ارض الغابة |
6 yıldır bu kavşaktayım ve birden bu adam ortaya çıktı. | Open Subtitles | انا اقف في هذه الزاويه منذ ست سنوات وفجأه هذا الرجل ظهر |
ve birden aklını kaçırdı. Tanrım, işte böyle! Ve bir silah, bir silah çıkardı. | Open Subtitles | وفجاة إبتعد وسحب مسدسه لم أعلم بانه سيفعل هذا ويطلق النار علي |
Gezgin trenden iner ve birden bire evcilik oynamaya mı başlar? | Open Subtitles | خرج المتجول من القطار وفجأة صار مقيما في المنزل كحبيب ؟ |
ve birden bire Shady Lane cadısı süt ve bebek bezi çalıyor? | Open Subtitles | وفجأة ، تقوم الساحرة الشمطاء في ممر شادي بسرقة اللبن والحفاضات ؟ |
ve birden bu küçük minik dünyalar, bu karmaşık ağda bir araya gelecektir. | TED | وفجأة كل تلك العوالم الصغيرة , تأتى معاً فى هذه الشبكة المُعقدة . |
ve birden farkettim ki bir robot için yemek de, bilgi de aynı şeylerdi. | TED | وفجأة أدركت أنه بالنسبه لروبوت كلا المعلومات والطعام كانا ذات الشئ |
ve birden, bunu yapan bir makine ortaya çıktı. ve artık bir daha numara ezberlememize gerek kalmadı. | TED | وفجأة وجدت آلة تفعل ذلك، والآن لا نحتاج أن نتذكر ذلك بعد الآن. |
ve birden o gün çimleri kesmek benim için tamamen farklı bir deneyimdi. | TED | وفجأة قص الأعشاب ذلك اليوم كان تجربة مختلفة بالكامل |
ve birden bire üretken bir sohbet başlamıştı elle tutulur bir objenin tasarımı hakkında. | TED | وفجأة تحولت تلك المحادثة الى محادثة منتجة والذي حصل هو أن المحادثة أصبحت تدور حول تصميم ملموس |
ve birden inanılmaz miktarda bir çeşitlilikle karşı karşıya kalıyorsunuz, herkesin sandığında çok daha fazla. Şimdi bunun hepsi yeni türler değil, | TED | وفجأة تواجه كم هائل من التنوع، أكثر بكثير من أي شخص قد يصدق. الآن ليس كل ماتراه أنواع جديدة، |
ve birden kendimi borsacim ve emlakcilarim ile konusurken buldum, musterilerim ile konusmam gerekir iken... | TED | وفجأة وجدت نفسى اتحدث فى الهاتف مع سمسار البورصة ووكيل العقارات عندما كان ينبغي ان اتحدث مع عملائى |
Kayak. Haklısınız. Burada zumlayabilir ve birden Paul'ün zamanının çoğunu nerede geçirdiğini görebiliriz. | TED | صحيح. يمكننا تكبير الصورة هنا، وفجأة نرى الآن أين قضى باول معظم أوقات حياته. |
Bir bakıyorsunuz, beyaz bir avcı olmuş sonra aniden her şey kararıyor ve birden ortaya, Doktor Livingstone olarak çıkıyor diye tahmin ediyorum? | Open Subtitles | أتعلم أنه فى دقيقة قد يكون مثل تريدرهورن بنفسه وفجأة يسود الظلام ليخرج منه مرتديا مثل د.ليننفستون |
Sonra kızının kusurlarını gizlemeye çalıştım ve birden kötü biri mi oldum? | Open Subtitles | ثم حاولت مساعدة إبنتكِ في عيوب أنفها وفجأةً أنا الفتاة السيئة؟ |
Kasabaya doğru gidiyorduk ve birden bire, çat! | Open Subtitles | حسنا , كنا نقود الى المدينة وفجاه كل شئ , بانج |
O da beni gördü ve birden harekete geçti. | Open Subtitles | هو شاهدني وشعر بالذعر |
Bunu hissediyordu. ve birden, o şey ona daha da yaklaştı. | Open Subtitles | كان يستطيع ان يشعر به ، على طول المسافة ذلك الشيء كان خلفه وكان يقترب اكثر فأكثر |
Sonra bütün yemekleri yemeye başladı ve birden bire, kafayı yedi herkesi ısırmaya kalkıştı. | Open Subtitles | ثم بدأ يأكل كل الطعام ثم فجأةً ، أصبح يتصرف بجنون بدأ في محاولة عض الناس |