Onu aradım ve dedim ki, “Dinle, bir yarış koştum ve kazandım ve | TED | لقد اتصلت به وقلت له: اسمعني، لقد ركضت في اول سباقاتي وفزت و.. |
O gece, bütün eşyalarımı çantama koydum, babamın odasına girdim ve dedim ki: "Yarın sabah bir otobüs gelecek, | TED | في تلك الليلة حزمت امتعتي في حقيبة ومشيت لغرفة ابي وقلت له غدا صباحا الباص سوف يأتي |
ve dedim ki, ben de akıllı makineler yapmak istiyorum, ama bunun için önce beynin nasıl çalıştığını araştıracağım. | TED | وقلت: حسنا، أنا أريد بناء آلات ذكية أيضاً, لكن الطريقة التي أريد القيام بذلك هو عن طريق دراسة كيفية عمل الدماغ أولا. |
artık beyni araştırıyordum ve dedim ki: "teorik çalışmak istiyorum". | TED | وقلت في نفسي. أنا أدرس الأدمغة الآن, و قلت: حسناً, أريد أن أدرس الجانب النظري. |
Onlara hayatımı sundum... ve dedim ki "Sezar olmam Roma için eğer iyi olmayacaksa... o zaman öleyim." | Open Subtitles | لقد وهبت لهم حياتى و قلت لهم ، إذا لم يكن لصالح روما أن أصبح قيصراً |
dedi. Oturdum ve dedim ki: "Dostum ben böyle bir şeyi satın alırdım" | TED | ثم جلست ، فقلت له " كنت لأشتري هذا المنتج لو كان موجودا". |
"Hamilton"ı tasarlama işini aldığımda yazar Lin-Mauel Miranda ve yönetmen Tommy Kail ile oturdum ve dedim ki "Neden bu 246 yıllık eski hikâyeyi anlatıyoruz? | TED | عندما حصلتُ على عمل تصميم "هاميلتون"، جلستُ مع الكاتب لين-مانويل ميرندا، والمخرج تومي كايل، وقلتُ: "لماذا تريدون عرض هذه القصة البالغ عمرها 246 سنة؟ |
Bu boykota baktım ve dedim ki, burada bir şeyler yanlış anlaşılıyor. | TED | وقد نظرت إلى هذه المقاطعة وقلت أن لدينا شيء خاطئ هنا. |
Müzikten hoşlanırım, bançoları severim, ve sanırım Steve Martin’in bunu çaldığını duymuştum. ve dedim ki, yapabilirim bunu. | TED | أحب الموسيقى، وأحب آلات البانجو، وأعتقد أنني ربما سمعت ستيف مارتن يعزفها. أستطيع فعل هذا. وقلت .. |
Babamı aradım ve dedim ki, "Baba! Yeni bir mikroorganizma türü keşfettim." | TED | اتصلت بوالدي، وقلت له، "أبي! لقد اكتشفت فصيلة جديدة من الكائنات المجهرية." |
Biraz bencilce düşünmeye başladım ve dedim ki; dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmanın amacı ne? | TED | بدأت حينها أشعر بالأنانية وقلت: ما المغزى من المحاولة لجعل العالم مكاناً أفضل؟ |
Ve bir gün uyandım ve dedim ki "farzet ki ya bu doğru değilse?" | TED | وذات يوم استيقظت .. وقلت في نفسي .. ماذا لو كانت تلك العبارة خاطئة |
Ve ben Hindistan'a baktım ve dedim ki, Hindistan'a gerçekten etki edebilecek dört çeşit düşünce var. | TED | :ونظرت إلى الهند ، وقلت في الحقيقة هناك أربعة أنواع من الأفكار والتي يمكن أن يكون لها بحق تأثير على الهند |
Arı-iki kılıcımı fırlattım, Orc'a gittim, yüzüne baktım ve dedim ki: | Open Subtitles | نزعت سيفي القصيرين ومشيت الي هذا الوحش ضربته في وجهه و قلت له |
ve dedim ki "Eğer bu yetmediyse yarın bu kez dünyanın bütün güllerini alıp yine gelirim." | Open Subtitles | و قلت لها أنه لم يكن كافياً سأعود في اليوم التالي و معي أزهار من كل أنحاء العالم |
Uzakta çalışıyorduk ve dedim ki hayır,hayır Keith'e gidip söyledim. | Open Subtitles | كنا نعمل و أعتقد ،لا،لا ذهبت إلى كيث و قلت له، |
ve dedim ki " Bunu ölçeceğim. Büyük ihtimalle sıfır alacaklar. | TED | فقلت انني سأقيس مستواهم. و سيحصلون على صفر. |
Kızim ile oturup konuşmak zorunda kaldım ve dedim ki, "İşte durum bu." | TED | كان عليْ الجلوس مع إبنتي فقلت لها :"هذا هو الموقف ." |
dedi. Yüzüne baktım ve dedim ki; "Bunun gerçekleşmesinin tek yolu bir çatışmanın olması. | TED | أمعنتُ النّظر إليه، فقلت: "السبيلُ الوحيد لإمكانيّة حدوث ذلك هو بحدوثِ تصادم. |
ve dedim ki, "Alan, bu kadına bugün bir teklif yaparsak garanti veririm yirmi yıl içinde bize emirler vermeye başlar" | Open Subtitles | وقلتُ له: "(ألان)، أضمنُ لك، إن قمنا بتعيينها اليوم، بعد 20 عاماً، سنأخذ أوامر تنفيذيّة منها" |
Bu sabah, ve dedim ki hiçbir koşul altında "kimsenin olanları bilmesini istemiyorum". | Open Subtitles | هذا الصباح, ولقد قلت بأنه تحت أي ظرفٍ من الظروف لا أريد لأي شخصٍ هنا أن يعلم ماحصل. |
Başpiskoposa gittim ve dedim ki, "Bu insanlara ne yapıyorsun?" | Open Subtitles | لذا ذهبتُ إلى القس وسألته قائلاً : ماذا تفعل بالناس ؟ |