En iyi oteller, en eski şampanyalar, en leziz havyarlar, en iyi müzik ve en güzel eş. | Open Subtitles | أفخر الفنادق، أعتق أنواع الشمبانيا أغلى أنواع الكافيار، أجمل الموسيقى وأجمل زوجة |
Sanatçının elinden çıkan en değerli ve en güzel heykellerden biri. | Open Subtitles | انه من أثمن وأجمل المنحوتات فلقد جاء من يد فنان |
Sen bugüne kadar tanıdığım en akıllı ve en güzel kızsın. | Open Subtitles | أنتِ أذكى وأجمل فتاة قابلتها في حياتي |
Dünyanın en sevimli ve en güzel kızıdır. | Open Subtitles | إنها أحلى و أجمل فتاة في العالم. |
ve en güzel şey şu ki, içinde sen yoksun. | Open Subtitles | وأفضل ما فيها .. أنك لست موجودة فيها حسنا.. |
Hayatımda yaptığım en doğru ve en güzel şeydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد الذي فعلته في حياتي كلها |
Tanıdığım en cesur ve en güzel kadın sensin. | Open Subtitles | إنكِ أبسل وأجمل إمرأة قابلتها قط |
Güneş sistemimizdeki en büyük ve en güzel gezegen. | Open Subtitles | أكبر وأجمل كوكب في نظامنا الشمسي |
Hiç takılma ona. En iyi kostümleri ve en güzel yüzleri koy. | Open Subtitles | لا تأبهي بذلك، أفضل ثياب وأجمل الأشخاص |
En iyi oteller, en eski şampanyalar, en leziz havyarlar, en iyi müzik ve en güzel eş. | Open Subtitles | إسبوع كامل في "نيويورك" إسبوع كامل في "برمودا" أفخر الفنادق، أعتق أنواع الشمبانيا أغلى أنواع الكافيار، أجمل الموسيقى وأجمل زوجة |
Burası, İngiltere'nin en eski ve en güzel ormanlarından biridir. | Open Subtitles | تعتبر هذه الغابة أحد أقدم وأجمل الغابات في إنجلترا يا (تِس) |
Sen benim en son ve en güzel Tecavüz'üm olacaksın. | Open Subtitles | سوف تكونين آخر وأجمل تطفل لي |
- ve en güzel. | Open Subtitles | وأجمل |
ve en güzel saçlar. | Open Subtitles | و أجمل شعر أيضاً |
O en yürekli ve en güzel kadın... | Open Subtitles | إنها أشجع و أجمل امرأة |
ve en güzel gözler. | Open Subtitles | و أجمل عينين |
ve en güzel tarafı Merc dizi için yeniden çok heyecanlı. | Open Subtitles | .. وأفضل ما في الأمور . أن (ميرك) عاد لحماسه نحو المسلسل من جديد |
Hayatımda yaptığım en doğru ve en güzel şeydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الجيد الذي فعلته في حياتي كلها |