Yeni bir restoran için en iyi fikirleri ve en kötü fikirleri bulmak zorundalar. | TED | وعليهم أن يبتكروا أفضل الأفكار لمطعم جديد وأسوأ الأفكار لمطعم جديد. |
En iyi ve en kötü davranışlarımızın ve arada kalan tüm o belirsiz kısmın biyolojisini nasıl anlayabiliriz? | TED | إذاً كيف نستوعب بيولوجية أفعالنا، وأسوأ خصالنا وكل هذا الغموض بينهما؟ |
Beni üzen şey, en iyi ve en kötü öğrencilerim arasındaki tek farkın I.Q. olmamasıydı. | TED | لكن الشيء الذي استوقفنيهو أن ليست نسبة الذكاء هي الاختلاف الوحيد بين أفضل وأسوء طلبتي. |
Şimdi, onun en iyi ve en kötü fikirlerinin kısa bir özetini sunacağız. | TED | لذا إليكم موجزًا لمضمون بعض أفضل وأسوء أفكاره. |
Haydi size bu söyleşi dizisinin en iyi ve en kötü anlarını bir defada anlatayım. | TED | و دعوني أخبركم حالاً، أفضل و أسوأ اللحظات التي مرت بنا في سلسلة المقابلات. |
Hayatımda verdiğim en iyi ve en kötü karardı. | Open Subtitles | كان هذا أحسن و أسوأ قرار اتخذته في حياتي |
Tarihin en iyi ve en kötü karakterlerinin eline geçti. | Open Subtitles | لقد تداولته أيدي بعض أعظم و أسوء الشخصيات |
En iyi davranış ve en kötü görüntüye sahip olan... kısa ileri oyuncusu ile geri dönüyoruz. | Open Subtitles | نعود الى المهاجم القصير ذو البنيان الجسمانى و اسوء رؤيه |
Böyle aile krizleri, herkesin en iyi ve en kötü yanlarını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | ان الازمات العائلية تخرج أسوأ و أفضل شئ فى أعضاء العائلة |
Gri atlılar korkutucu. Avrupa'nın en soylu ve en kötü idare edilen süvarileri. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال على ظهور الخيل , مرعبين إنهم أنبل سلاح فرسان أوروبا وأسوأ أداء |
Ama o acının ne demek olduğunu bilirim ve en kötü tarafı da bunun cefasını çekmek zorunda kalmandır... | Open Subtitles | ولكنى أعرف كيف ستشعر عندما تكون فى هذا الألم المبرح وأسوأ شيىء إنه يجب عليك أن تعانى بسبب |
Ama o acının ne demek olduğunu bilirim ve en kötü tarafı da bunun cefasını çekmek zorunda kalmandır... | Open Subtitles | ولكني أعرف كيف ستشعر عندما تكون في هذا الألم المبرح وأسوأ شيء إنه يجب عليك أن تعانى بسبب الوحدة ؟ |
Sana evlenme teklif etmek verdiğim en iyi karardı ve en kötü karar da sıvışıp gitmek. | Open Subtitles | أفضل قرار إتّخذته كان طلبكِ للزواج، وأسوأ قرار كان الهروب. |
ve en kötü tarafı, haklı olması. | Open Subtitles | وأسوء جزء في هذا هو أنه على حق |
Şu anda gördüğünüz şey en iyi ve en kötü analiz sonuçları. | Open Subtitles | ما تنظرين إليه هو أفضل وأسوء الحالات |
ve en kötü tarafı ise, Abby, Nate kaybedebilir. | Open Subtitles | ,و أسوأ ما في الموضوع,يا آبي نات من الممكن أن يخسر |
En iyi ve en kötü şansımızı geçmişte kaybettik, şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | أفضل أمل لنا و أسوأ أمل لنا ضائع في الماضي، و لا فكرة لدي عما سأفعله |
Benim işimde her zaman insanların en iyi yanını ve en kötü yanını bulurum. | Open Subtitles | في عملي، دائماً ما أجد أفضل ما في البشر.. و أسوء ما فيهم |
Weiner'i en kötü politik gaf ve en kötü resme yerleştir. | Open Subtitles | اذا نضع " واينر " كأسوء خطأ سياسى و اسوء صور |
Böyle aile krizleri, herkesin en iyi ve en kötü yanlarını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | ان الازمات العائلية تخرج أسوأ و أفضل شئ فى أعضاء العائلة |