"İkinci şans" deyince, belki bir yemek ve film ya da bir kahve olur diye düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما قلت فرصه اخرى اعتقت العشاء وفيلم او فنجان قهوه |
Yarın geceye kadar senden haber alamazsam Adalet Bakanlığı'ndan bazı arkadaşlarımı yemeğe ve film izlemeye çağıracağım. | Open Subtitles | لو لم أتلقي منك أي رد ,بنهاية يوم غد سأدعو بعض أصدقاء لي في وزارة العدل على عشاء وفيلم |
Bugün Dave'in evine gittim ve film izledik. | Open Subtitles | لو واعدت ( دايفيد ) اليوم ان نشاهد فيلم معاً |
Şimdi kaç yaşında olduğunuzu bilmiyorum, ama ben çocukken, ailem fotoğrafları, içine film denilen birşey konan özel bir tür kamera ile çekerdi ve film | TED | الاَ انا لا اعلم ماهي أعماركم لكن عندما كنت صغيرة التقط اباءكم صورة بكاميرا خاصة والتي تحمل بداخلها شيء يُسمى الفلم |
Birkaç arkadaşım pizza yemek ve film izlemek için bize geliyor. | Open Subtitles | صديقين لي سيأتون لتناول البيتزا ومشاهدة فيلم |
Yemek ve film. | Open Subtitles | عشاء , وفلم |
Bunu fotoğraf ve film gibi görsel formlar üzerinden yapıyor. | TED | فعلت ذلك من خلال أشكال بصرية هامة في التصوير الفوتوغرافي والسينما. |
Televizyon ve film işine girmeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | حسنا، كنت أفكر إلى حدما في اقتحام عالم التلفاز أو الأفلام. |
O çalarken, çimdikleyip sayfaya tekrar göz atabiliriz, ve film oynamaya devam eder. | TED | وفيما هي تشتغل، يمكن أن قرص وتقليص للعودة إلى الصفحة، والفيلم مستمر في الإشتغال. |
Bu sergilerde birçok fotoğraf ve film bulunuyor, ama aynı zamanda, TV programları, kitaplar ve reklam yapımcılığı ile de ilgileniyorum, hepsinin içeriği aynı. | TED | وأقوم بعرض عدد من الصور و الأفلام و لكنني ايضا أعد برامج تليفزيونية و كتب و بعض الدعاية و كلهم بنفس الفكرة. |
Oh. Akşam yemeği ve film. Bazen de bir çift ayakkabı alıyorum. | Open Subtitles | اوه عشاء وفيلم بعض الوقت زوجين من الآحذية |
Otobüs ve film biletleri nedere? | Open Subtitles | تذاكر الحافلات وفيلم ل3 صحيحة، أليس كذلك؟ |
Dünya, bundan daha iyi olamaz, akşam yemeği ve film. | Open Subtitles | الأرض لايمكن أن تكون أفضل من هذا... عشاء وفيلم |
4 numaralı randevu, yemek ve film düşünüyorum. | Open Subtitles | الموعد الرابع انا افكر في عشاء وفيلم |
Bugün Dave'in evine gittim ve film izledik. | Open Subtitles | لو واعدت ( دايفيد ) اليوم ان نشاهد فيلم معاً |
Kitap ve film anlaşmasını tamamlandıktan sonra bu bilgiyi vereceğim. | Open Subtitles | سأنشر هذه المعلومة عند أضع اللمسات الأخيرة على كتابي وعقد الفلم |
DOKUZUNCU BÖLÜM Dogville'in beklediği ziyaret gerçekleşir. ve film biter | Open Subtitles | "الفصل التاسع" حيث دوجفي تستقبل الزيارة الطويلة المنتظرة و ينتهي الفلم |
Belki yemek ve film? | Open Subtitles | ربما تناول العشاء ومشاهدة فيلم |
Sinema ve film arasındaki farklar. | Open Subtitles | الإختلاف بين الفيلم والسينما |
Sadece alışveriş ve film seyretmek için değil... | Open Subtitles | و... ليس فقط من أجل, اه, التسوق أو الأفلام و... . |
İki, burada oturuyor ve film kopuyor ve yalnız başına burada 11 dakika oturuyor ve beyaz ekrana bakıyor, sonra oraya gitmeğe ve onarmağa karar veriyor. | Open Subtitles | أو إثنان تجلس هنا والفيلم ينقطع وتجلس 11 دقيقة فقط |
Sinema anlayışının ve film eleştirmenliğinin Rönesans'ı bu. | Open Subtitles | إنها نهضة في تقّدير الأفلام و النقد السينمائي |