Onlara arabaları verdik ve günlük yaşantılarında kullanmalarına izin verdik. | TED | و قمنا بإعطائهم السيارة وسمحنا لهم بقيادتها في نشاطاتهم اليومية. |
Bu teknoloji, potansiyel olarak, fosil yakıtlarımıızın yerini alacak, tıp alanında devrim yapacak, ve günlük hayatımızı her yönüyle etkileyecek potansiyele sahip. | TED | لديها القوة لتحل محل الوقود الأحفوري لتحدث ثورة في الطب وتتعرض لكل جانب من الحياة اليومية |
Yani, bu uğurda daha fazla zaman harcanması gerektiğini düşünmekteyim. Baxter gibi robotlar üzerinde ve günlük hayatımızda Baxter gibi robotlardan yardım alma konusunda. Baxter burada ve onu görüyorsunuz. | TED | و اعتقد أننا سنمضي أوقاتاً أكثر مع روبوتات مثل باكستر والعمل معهم في حياتنا اليومية و سوف هنا , باكستر أنه جيد |
Hepimiz önümüzdeki 40 yıl için, robotların varlığına itibar edecek ve günlük hayatımızın bir parçası haline getireceğiz. | TED | وسنعتمد على الروبوتات خلال الأربعين سنة القادمة كجزء من حياتنا اليومية |
Gazetecilik suç değildir, iletişim suç değildir ve günlük faaliyetlerimiz birileri tarafından izlenmemeli. | TED | الصحافة ليست جريمة الإتصال ليس جريمة ونحن لا يجب أن نراقب في نشاطاتنا اليومية. |
Bu ağır parçacıklar yalnızca yüksek enerji çarpışmalarında çok kısa anlar için üretilirler ve günlük yaşamda görünmezler. | TED | تصدر هذه الجسيمات الثقيلة، وللحظات قصيرة جدًا، في التصادمات ذات الطاقة العالية، ولا تشاهد في الحياة اليومية. |
Gezegenler, tostlar, volkanlar, bulutlar, klarnetler, baloncuklar, yunuslar ve günlük hayatı oluşturan her türlü şey. | TED | هناك كواكب وخبز محمص وبراكين وسحب ومزامير وفقاعات ودلافين وجميع الأشياء المختلفة التي تشكل حياتنا اليومية. |
Bu hikayeler kadınların tarihini kapsamak için geniş bir taban yaratmıyorlar ve günlük gerçeklerimizi yansıtmıyorlar. | TED | لا تشكل هذه القصص قاعدةً واسعة لدمج تاريخ المرأة، كما أنها لا تعكس واقع حياتنا اليومية. |
Ama hikaye kitapları ve günlük haberlere göre bu işler her zaman böyle olmuyor. | TED | ولكن كتب التاريخ .. ونشرات الاخبار اليومية تقول عكس هذا تماما |
Bir aylık kira ve günlük masraflarımız için en azından iki tarayıcı satmam gerekli. | Open Subtitles | يلزمني على الأقل بيع جهازين شهرياً للإيجار والمصاريف اليومية |
Çoğunlukla küçük kıskançlıklar ve günlük işlerden bunalmış görünüyor. | Open Subtitles | بالغالب, تبدو تشعر بالغيرة المثيرة للشفقة مع ضغوطات الأنشطة اليومية |
Kültür, ekoloji ve günlük hayatı anlattığımız programımıza hoş geldiniz. | Open Subtitles | أرحب بكم في برنامجنا الثقافي، البيئي والحياة اليومية |
Bu da benim kendime güvenimi sarstı ve günlük hayatımda sürekli karşıma çıkan sorunlara yol açtı. | Open Subtitles | ذلك دمر حقا صورتي الذاتية وتركني مع مشاكل قوية مع الاعتداد بالنفس والتي ظهرت في حياتي اليومية |
Bütün Pondlar, evleri, işleri ve günlük hayatlarıyla... | Open Subtitles | جميع عائلة بوند، ببيتِهم و وظائفهم وحياتهم اليومية |
Hatta civciv! Elbette. İlaç ve günlük aktivitelerdeki değişiklikler düzeltmeye yetecektir. | Open Subtitles | بالتأكيد، العلاج و تغيير العادات اليومية يمكنه أن يفعل هذا. |
Bize huzur verirler ve günlük kaygılarımızdan kaçmamızı sağlarlar. | Open Subtitles | توفر لنا راحة البال، ويساعدوننا على التهرب من همومنا اليومية. |
Geçici ve günlük işçiler genelde sahte kimlik veriyor. | Open Subtitles | حسناً، العمال العابرون و عمال اليومية غالباً ما يقدمون هويات زائفة |
Filistin'li bir bayan fotoğrafçı olarak, mücadele, hayatta kalma ve günlük hayat yolculuğu bana toplum tabusunu aşmak, savaş ve sonuçlarının başka yönünü görmek için ilham verdi. | TED | كمصورة وأنثي فلسطينية. رحلة المعناه والبقاء والحياة اليومية ألهمتني لأتغلب على محظورات مجتمعي ورؤية جانب آخر من الحرب وتوابعها. |
ve günlük yaşamımızdaki tutumlarımızı değiştirdiğimiz zaman bazen vatandaşlık kısmını ve demokrasi kısmını atlıyoruz. Bu konuda iyimser olabilmek adına, demokraside inanılmaz derecede aktif vatandaşlara dönüşmek zorundayız. | TED | فعندما نغير سلوكنا في الحياة اليومية أحياناً نغفل عن الجزء الخاص بالمواطنة والجزء الخاص بالديمقراطية. ولكي نصبح متفائلين بهذا الشأن يجب أن يكون نشاطنا هائل كمواطنين في ديمقراطيتنا |
Senin hakkında ve günlük hayatın hakkında çıkan çizgi romanlar var ve aynı zamanda Cleveland'da bir hastanede düzenli bir işin var. | Open Subtitles | عندك كتب هزلية عنك في حياتك اليومية. وأنت عندك أيضا a شغل منتظم في كليفيلند يعمل في مستشفى. ذلك صحيح. |