Doğal olarak, zoraki ve geleneksel açılışıma dikkat kesilmeden edemedin. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يسعك إلا تدوين ملاحظات عن افتتاحيتي التقليدية جداً. |
Ve enformel ve geleneksel sektörleri de, bu iki sektörün nasıl işlediğini... ...operasyonel bir anlayışla kavramadan kalkındıramazsınız. | TED | ولن يكون بإمكاننا النهوض بالقطاعات غير الرسمية و التقليدية من دون فهم عملي لكيفية عمل هذين القطاعين. |
İyi niyet ve geleneksel formüller, vicdanımızı sık sık yatıştırsa da yeterli değildir. | TED | فالنوايا الحسنة والصيغ التقليدية التي غالباً ما تستخدم لإرضاء ضميرنا غير كافية. |
Modern sektör, enformel sektör... ...ve geleneksel sektör. | TED | هناك القطاع الحديث ، والقطاع غير الرسمي والقطاع التقليدي. |
Dikiş makineleri, laser kesim, ipek baskı gibi tüm moda teknolojilerini kullanarak yapabileceğim gerçekçi ve geleneksel çalışmaları seviyorum. | TED | أحب العمل التقليدي والدقيق الذي كنت أقوم به باستخدام كل تكنولوجيا الأزياء، كآلات الحياكة والقص بالليزر والطباعة على الحرير. |
Her şey pratik ve geleneksel olmalıdır. | Open Subtitles | كل شيء كان لزاماً عليه أن يكون عملي وتقليدي |
Daha basit ve geleneksel birini bul sana o öğretsin. | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي أن تبحث لنفسك عن شخص بسيط وتقليدي ليعلمك كيف ترقص كالهنود |
ve geleneksel radarlar, bunun için dizayn edilmiştir metali saptamak için. | Open Subtitles | وهذا ما الرادارات التقليدية وهي مصممة لالتقاط المعادن. |
ve geleneksel kafkas şarkımızı söyleyelim: Free Bird ve Margaritaville. | Open Subtitles | و نغنى اغنية الكايكازيا التقليدية الطائر الحر وقرية المارجيريتا |
Ama tanrı yardımcım olsun, benim normal ve geleneksel aileme bak! | Open Subtitles | و الرب ساعدني, أنتم عائلتي التقليدية الطبيعية |
Onu dilimleyelim ve geleneksel yemeğimizde kullanalım. | Open Subtitles | انتزعوا قطعة منه واطبخوه في أطباقنا التقليدية. |
Kentsel hale geldik ve geleneksel aile yapıları baskıyla birlikte zayıfladı. | Open Subtitles | أصبحنا متحضرين وتركيب العائلة التقليدية أصبح عرضة للضغط والضعف |
Önlük giyen adamlar tarafından zanaat yetenekleri ve geleneksel materyaller kullanılarak üretildiği hissi. | Open Subtitles | بمعنى أن جعلت من الرجال في مآزر، أن هناك المهارات الحرفية التقليدية والمواد المعنية. |
Eğer böyle bir şeye inanacaksak, kukla ustasından tamamen kurtulmalıyız Herşeye kadir olan kontrolcüyü ve geleneksel modelleri terketmeliyiz. | TED | إذا كنا نؤمن بشيء من هذا القبيل فلابد أن نتخلى عن مفهوم الرب محرك العرائس بشكل كلي, ونتخلى عن مفهوم الرب المسيطر, ونهجر المفاهيم التقليدية للرب. |
Neredeyse son 30 yıldır süregelen, Yeni Şehirleşmenin şekillendirici bir belgesi olan bu slaytı, dağınık yerleşmenin ve geleneksel mahalle algısının aynı şeyleri içerdiğini göstermek amacıyla sizlerle paylaşıyorum. | TED | أعرض هنا هذه الشريحة، التي هي مستند تقييمي للبناء الحضاري الجديد الآن إلى ما يقارب ثلاثين عامًا، وتعرض كيف أن نموذج التمدد ونموذج البناء التقليدي كلاهما يوفر نفس الأماكن. |
Mesela, "Sartorial Anarchy #4"te, Geleneksel Eton-Oxford Kolej Tekne Yarışı'ndan esinlenilen hasır şapka ve geleneksel yeşil bir Afgan ceket ile bir Amerikan İzci gömleğini -işe yarayan bir kültür çatışması- karıştırdım. | TED | على سبيل المثال، في "الفوضى الساخرة رقم أربعة"، مزجت قبعة القدر، مستوحاة من سباق التجديف التقليدي لكلية إيتون أكسفورد مع معطف تقليدي أفغاني أخضر وقميص الكشافة الأمريكي وهو عمل من صراع الثقافات. |
Tek bir yüksek kaliteli görüntü almak yerine, tek tek daha parazitli karelerin video akışını alabiliyorduk, ama sonra bütün o kareleri biraraya toplayıp çok kaliteli görüntülere çevirebiliyorduk, burada, yerde, sofistike piksel işleme tekniklerini kullanarak ve geleneksel sistemin yüzde biri maliyetine. | TED | بدلاً من تأخذ صورة واحدة عالية جودة، يمكن أن تأخذ تسجيل فيديو من الصور المفردة و الأكثر تشويش، ولكن بعدها يمكنك إعادة تجميع كل تلك الصور معا للحصول على صور ذات جودة عالية جداً باستخدام تقنيات معالجة متطورة للبكسل هنا على الأرض ، بتكلفة قدرها واحد بمئة من النظام التقليدي. |
Sıkıcı ve geleneksel maalesef. | Open Subtitles | ممل وتقليدي للأسف. |