Hayatta kaldığım sürece beni bir yıl daha yaşatmana karşılık yeni ve heyecanlı şeyler bulacağım. | Open Subtitles | وطالما أنا على قيد الحياة، سأجد طرقاً جديدة ومثيرة لشكره على منحي عام آخر |
Bu eşyalardan kurtulmalı eline geçen parayla yeni ve heyecanlı bir hayat kurmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتخلص من هذه الأشياء واستخدام العائدات لتمويل حياة جديدة ومثيرة |
Değişimin iyi ve heyecanlı bir şey olduğunu düşünmeye şartlanmışız, ama ya öyle değilse. | Open Subtitles | نحن تكيّفنا للاعتقاد أن التغيير مفيد ومثير ماذا لو لم يكن كذلك؟ |
Eminim ben çok önemli ve heyecanlı bir şey yapıyorumdur. | Open Subtitles | حسناً, أراهن أنني فعلت شيئأً مهم ومثير حقاً. |
Bu akşam köydeki herkes mutlu ve heyecanlı. Sen neden değilsin? | Open Subtitles | الكل في القرية سعداء ومتحمسون لماذا انت لست كذلك ؟ |
Sokaklarda her zaman yeni ve heyecanlı bir şey bulunur. | Open Subtitles | هناك دائماً شيئاً ما جديداً ومثيراً يحدث في الشوارع |
Çok geç ve kızgın olduğunu gergin ve heyecanlı ve ... and I don't know how I başa. | Open Subtitles | مؤخراً كنتي غاضبة جداً ومتوترة ومتحمسة ولا اعرف كيف اتعامل مع هذا |
Klasik şarkıları yeni ve heyecanlı şekillerde seslendirin. | Open Subtitles | وقوموا بتأدية هذا الأغاني الكلاسيكية بطرق جديدة ومشوقة |
Benim TED'den dileğim, anlatılması gereken hayati bir konu var ve umarım TED bu konuda ve sonrasında dijital çağdaki fotoğraf haberciliğinde kullanmak üzere yenilikçi ve heyecanlı fikirler bulmamda yardımcı olacaktır. | TED | أمنية تيد خاصتي. هناك قصة حيوية يجب أن تروى وأتمنى أن يساعدني تيد في أن أصل اليها وحينها أن يساعدني في الوصول لطرق مبتكرة ومثيرة لإستخدام التصوير الفوتوغرافي في العصر الرقمي |
Görene kadar bekle. Çok modern ve heyecanlı. | Open Subtitles | انتظر لكي تراها، إنها معاصرة ومثيرة جدا |
Bu sizin için çok yeni ve heyecanlı birşey olmalı. | Open Subtitles | كيف تكون جديدة ومثيرة بالنسبة لك |
Bu sizin için çok yeni ve heyecanlı birşey olmalı. | Open Subtitles | كيف تكون جديدة ومثيرة بالنسبة لك |
Aslına bakarsanız, dolu ve heyecanlı bir hayatı vardı. | Open Subtitles | -في الواقع، كانت لديه حياة كاملة ومثيرة . |
Bu eğlenceli ve heyecanlı. | Open Subtitles | أمره ممتع ومثير |
- Çok hassas ve heyecanlı anlardır. | Open Subtitles | إنه أمر حماسي ومثير |
Bu harika değil mi ama? Sinirli ve heyecanlı bunca insan. | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس غاضبون ومتحمسون |
Yeni, taze, hızlı ve heyecanlı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد شيئاً جديداً, وسريعاً ومثيراً |
Bu işte benim kadar iyi, becerikli ve heyecanlı olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنكِ جيدة، وقادرة ومتحمسة لهذا العمل مثلي، إن لم يكن أكثر. |
Çünkü ilginç ve heyecanlı olur. | Open Subtitles | إنها مثيرة ومشوقة أنا.. |