Donanmanın şerefli erkek ve kadınları özgürlük için savaşıyorlar. | Open Subtitles | رجال و نساء البحرية المتفانين يحاربون لأجل الحرية |
Dünya Kuvvetlerinin erkek ve kadınları tüm insanlığın geleceğini avcunuzun içinde tutuyorsunuz. | Open Subtitles | رجال و نساء قوة الأرض أنتم تحملون مستقبل جنسنا في يديكم |
Thracian erkek ve kadınları evlenene kadar... iffetli kalırlar. | Open Subtitles | ولأن رجال ونساء سريشيان يزالون طاهرون حتي الجواز |
Yunanistan'ın özgür erkek ve kadınları iyi bir Spartalı ölümüne inanmaz. | Open Subtitles | رجال ونساء اليونان الأحرار لا يلتزمون بموت أسبرطة الجميل. |
Yatırımcılar bulduk işi kurmak ve kadınları eğitmek için çok zaman harcadık. | TED | حصلنا على مستثمرين، وأمضينا الكثير من الوقت في بناء العمل وتدريب النساء. |
Genç kızları ve kadınları hikâyelerinin önemli olmadığı ve bir hikâyeci olmalarına izin verilmediği düşüncesinden vazgeçirmenin bir yolunu bulmalıyız. | TED | وجدنا سبيلًا لمنع الفتيات والنساء اليافعات من الشعور بأن قصصهن ليس لها أهمية، لكن لا يسمح لهن بأن يكن راويات القصة. |
Ejderhaları demirle yenmek ve kadınları altınla kazanmak. | Open Subtitles | أهزم التنانين بالحديد ولكن أظفر بالعذارى بالذهب |
ve kadınları takip etti, yaraları besliyor gibiydiler. | Open Subtitles | ونسائهم لاحقوهم يأكلون مثل الوحوش في الجراح0 |
Arabayı ve kadınları alalım. - Unut onu! | Open Subtitles | حَصلنَا على السيارةِ والنِساء دعنا نَذْهب |
Bayanlar baylar, uzun yıllar bu ülkenin cesur erkekleri ve kadınları tehlike altındaydı. | Open Subtitles | سيداتي و سادتي منذ وقت طويل هذه البلاد وضعت أشجع رجال و نساء لديها بطريقة مؤذية |
Sadece zaman kazanmak için güçlü erkek ve kadınları dönüştürüyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول شراء بعض الوقت فقط لذا أقوم بتحويل أقوى رجال و نساء بقدر ما استطيع |
Uzaya erkekleri ve kadınları gönderiyorsunuz uzaydaki tehlikelere karşı koyabilecek güçleri var. | Open Subtitles | أنت تضع رجال و نساء في الفضاء لأن لديهم مقدرة لمواجهة الإحتمالات الكونية يوروبا 1) جاهزة للإطلاق) |
Sen davan için cesur erkekleri ve kadınları toplamıştın ve onları arkanda yürüttün. | Open Subtitles | كنت لتجمع رجالا ونساء شجعان من أجل قضيتك وتجعلهم يسيرون وراءك |
çitfçi öğretmen, doktor, polis çalışmasını bilen erkek ve kadınları seçtik. | Open Subtitles | المُعلم الطبيب، الشرطي رجال ونساء يعلمون كيف يعملون |
Bu büroya adadığın onca yılın adına bu bölüğün erkekleri ve kadınları adına sana minnettarlığımızın göstergesi olarak bunu takdim ediyorum. | Open Subtitles | تكريماً لأعوام تفانيك لمكتب المباحث الفيدرالية، يود رجال ونساء هذا القسم |
Demek istediğim, dışarıda çılgın biri var ve kadınları öldürüyor. | Open Subtitles | ما أعنيه هو أن رجلاً مجنونا في الأرجاء يقتل النساء |
Deqo Mohammed : Bildiğiniz gibi sivil savaş her zaman çocukları ve kadınları etkiler. | TED | ديكو: إذاً كما تعلمون، دائماً في الحروب الأهلية، أكثر من يتأثر بها هم النساء والأطفال. |
Şu seksen yaşında, doksan yaşında adamları ve kadınları seviyorum. | TED | أنا أحب الأشخاص في الثمانين و التسعين من العمر من الرجال و النساء. |
Çünkü öfkeyi feminenlikten ayırmak demek kızları ve kadınları bizi haksızlıktan en iyi koruyan duygudan ayırmak demektir. | TED | لأن فصل الغضب عن الأنوثة يعني أننا نحرم الفتيات والنساء من العاطفة التي تحمينا من الظلم؟ |
Ejderhaları demirle yenmek ve kadınları altınla kazanmak. | Open Subtitles | اهزم التنانين بالحديد ولكن أظفر بالعذارى بالذهب |
ve kadınları? | Open Subtitles | ونسائهم |
Silahları ve kadınları. Bu bir sır değil. | Open Subtitles | الأسلحة والنِساء. |
Hapiste yatan çoğu adam puroyu, şarabı, güzel bir yemeği ve kadınları düşünürler. | Open Subtitles | معظم الرجال الذين يـُـكمنون في السجون يفكرون في السيجار النبيذ, وجبة شهية, والفتيات |