Dakikalar içinde sis çöküyor ve kendilerini buzların içinde kör gibi ilerlerken buluyorlar. | Open Subtitles | خلال دقائق غشّى الأرضَ ضبابٌ ووجدوا أنفسهم يتنقّلون على جليدٍ وعر دون هداية |
Bunu onların yüzlerinde ve vücutlarında gözlemleyebilirsiniz. Sandalyelerine otururlar ve kendilerini küçültürler ve ellerini şu şekilde kaldırırlar. | TED | تراه في وجوههم وأجسامهم ، يجلسون على مقاعدهم ويجعلون من أنفسهم أصغر. ويفعلون هكذا عندما يرفعون أيديهم. |
Öğrenmeye, acı çekmeye, ayağa kalkmaya, bütün bu fırsatlar bize verilmiştir, ama onlar fırsatlardır ve kendilerini o fırsatlardan yararlandıran kişileri | TED | لنتعلم، لنتألم، ولندافع، كل هذه فرص ممنوحة لنا، لكنها فرص، ومن يجعلون أنفسهم متلقين لهذه الفرص هم من نعشقهم. |
Günde iki dolar ver ve kendilerini kral zannetsinler. | Open Subtitles | أجل، دولاران في اليوم ويشعرون بأنّهم ملوك |
Çünkü Pazartesileri, bahis oynayanların salı günü bahisçilere para yatırabilmeleri ve kendilerini soktukları kapandan kurtulmaları için son şansıdır. | Open Subtitles | لأن الأحد هو آخر يوم للمرهنة لديهم و يبذلون كل ما بوسعهم لكي يسجلوا الرهانات يوم الثلاثاء |
Tabii ki, bana bu lakabı verenler, aynı zamanda çirkin savaşlarını kazandığım ve kendilerini savaştan uzak tuttuğum için halk içinde ve özel olarak teşekkür ettiler. | Open Subtitles | بالطبع، أولئك الذين أعطوني هذا اللقب يشكرونني أيضا، سراً وعلانية لكسبي حربهم القذرة. وإبقائهم خارج الصورة. |
Bu senaryoda doktorlar tabii ki iyi adamlar, çok ustalar ve kendilerini sizi iyileştirmeye adamışlar. | TED | وبالتاكيد، الأطباء هم الأفضل في هذه السيناريوهات. لأنهم محترفين ومكرسين أنفسهم لأجل شفائك. |
Bu beş dakikalık iyilikler, veren taraflar için sınır koymak ve kendilerini korumaları için gerçekten mühimdir. | TED | خمس دقائق المعروف هذه هامة جداً لمساعدة المِعطاؤن أن يضعوا حواجز لحماية أنفسهم |
Kendi kendini sürebilen arabalarımız var ve kendilerini besleyemeyen milyonlarca insan var. | TED | فنحن لدينا سيارات نستطيع أن نقودها بأنفسنا وملايين الناس لا يمكنهم إطعام أنفسهم. |
Vatandaşlar iletişim ağı kurabilir ve kendilerini daha organize ve üretken hâle getirirlerse o zaman seslerini duyurabilirler. Bu durumda bir şeyler gelişir. | TED | إذا أمكن للمواطنين التّواصل و جعل أنفسهم أكثر تنظيما وأكثر إنتاجية, بحيث يتم سماع أصواتهم , عندها سوف تتحسن الأمور. |
Başarısız olmaktan korkuyorlar... ve kendilerini atıyorlar. | Open Subtitles | .خائفاتمن فشلمحاولتهم. لذلك يرمون أنفسهم إلى الأمام. |
Sizin öldüğünüzü zannederek tehlikeyi atlattıklarına inandılar ve kendilerini ele verdiler. | Open Subtitles | وفكرت أن بإعلان موتك سيشعروا بالأمان ويكشفون أنفسهم |
Her an altlarına sıçmaya ve kendilerini şuracıkta satmaya hazır. | Open Subtitles | جاهزون أن يتغطوا على أنفسهم وينزلوا بنطاليهم للاشيء |
Memo'yu ve kendilerini oradan uzaklaştırsalar iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل لهم أن يُخرِجوا تلك السائق و يُخرِجوا أنفسهم أيضاً |
Bunlar dik yürüyebilen ve kendilerini beceren, her türlü yaratıkla eş değer varlıklardır. | Open Subtitles | يعني أن كل مخلوق آخر يبتعد الآن ويضاجعوا أنفسهم |
Şayet bakanlarınız arzularsa ve kendilerini Alman Güney Batı Afrikası'nı ele geçirebilecek gibi hissederlerse oradaki telsiz istasyonlarının kumandasını onlara vereceğiz ve bunu büyük ve acil bir imparatorluk hizmeti olarak değerlendireceğiz. | Open Subtitles | -إذا ما كان وزرائك راغبين ويشعرون أن بإمكانهم الاستيلاء على جزء من (جنوب غرب أفريقيا الألمانية) -والتحكم في محطات الإشارات اللاسلكية هناك -فإننا سنشعر أن هذا الأمر كان خدمة إمبراطورية عظيمة وملحة. |
izliyordur ve kendilerini bombok hissediyorlardır." | Open Subtitles | ويشعرون شعوراً سيئاً |
Çünkü Pazartesileri, bahis oynayanların salı günü bahisçilere para yatırabilmeleri ve kendilerini soktukları kapandan kurtulmaları için son şansıdır. | Open Subtitles | لأن الأحد هو آخر يوم للمرهنة لديهم و يبذلون كل ما بوسعهم لكي يسجلوا الرهانات يوم الثلاثاء |
Tabii ki, bana bu lakabı verenler, aynı zamanda çirkin savaşlarını kazandığım ve kendilerini savaştan uzak tuttuğum için halk içinde ve özel olarak teşekkür ettiler. | Open Subtitles | بالطبع، أولئك الذين أعطوني هذا اللقب يشكرونني أيضا، سراً وعلانية لكسبي حربهم القذرة. وإبقائهم خارج الصورة. |