Ölümle yüzleşiyor ve muhtemelen ölüyor bile sırf yeniden doğabilmek için. | TED | أنه يواجه الموت، وربما حتى يموت فقط لكي يولد من جديد. |
Ayrıca sahibinin iyi biri olduğunu ve muhtemelen buna zorlandığını da. | Open Subtitles | وأشارت أيضا إلى المدير هو رجل جيد وربما اضطرت إلى هذا. |
Unutma, seni birkaç yüzyıldır tanıyorum ve muhtemelen aramızdaki en yetenekli sensin. | Open Subtitles | تذكري، إنى أعرفكِ منذ عدة قرون وربما أنتِ الأفضل موهبة بنا جميعاً |
JK: Seninle çok zaman vakit geçirmedim, ama biliyorum ki yine de beni seviyorsun, ve muhtemelen hala benim için dua ediyorsundur ve beni düşünüyorsundur. | TED | لم أقضي وقتاً طويلاً معك و لكنني أعلم أنك مازلت تحبينني و ربما مازلت تدعين لي و تفكرين بي |
Bence hep yanlıştı çünkü bence yaratıcılık oldukça işbirliği demekti ve muhtemelen de geniş bir şekilde interaktifti. | TED | أعتقد أنها كانت دائما على خطأ لأنني أعتقد دائما أن الإبداع تعاوني للغاية و ربما يكون تفاعلياً بشكل أكبر |
ve muhtemelen ökaryotik hücreler, yani bizde olanlar gibi hücreler, 10 yıl içerisinde üretilecektir. | TED | ومن المحتمل حقيقة النواة، تلك التي لدينا، ستكون ممكنة خلال عقد من الزمان. |
İlanlar bir bilgisayardan çıkmış... ve muhtemelen Enid White'ın... cep telefonunu dinlemek için bir cihaz kullanmış. | Open Subtitles | الملصقات صنعت على الكمبيوتر و غالبا انه استخدم الة ليلتقط ارسال هاتف إينيد وايت الخليوي |
Endüstriyel sabotaja ve muhtemelen hainliğe bulaştığına dair kanıt var elimizde. | Open Subtitles | لدينا دليل مادي يربطك بعمل من أعمال التخريب الصناعي وربما الخيانة |
Beni ultrason çekmek ve muhtemelen biyopsi yapmak için çağırıyorlar. | Open Subtitles | انهم يريدون مني أن أعود لإجراءبالموجات فوق الصوتية، وربما العينة |
Şüpheliler silahlı, tehlikeli ve muhtemelen 60'larının sonu veya 70'lerinin başındalar. | Open Subtitles | والمشتبه فيهم مسلحون وخطيرون وربما في أواخر الستينات أو أوائل السبعينيات. |
Onlar sadece oynuyorlar, teknolojiyle neler yapabileceklerini keşfetmek için ve muhtemelen kendi kendilerine ne yapabileceklerini keşfetmek için, neye kabiliyetleri olduğunu. | TED | انهم يلعبون لكي يتكتشفوا حدود التكنولوجيا وربما حدود انفسهم وقدراتهم الخاصة |
ve muhtemelen önümüzdeki 15 ila 20 yıl içinde de olmayacak. Çok fazla hata yapıyor. | TED | وربما لن يتغير الامر على مدى 15 الى 20 سنة القادمة تقوم بالعديد من الأخطاء |
Yumuşak, sıcacık! Şansınız varsa yanınızda sevdiğiniz insan yatıyor ya da benim durumumda, eşim, iki çocuğum ve muhtemelen köpek de. | TED | إذا كنت محظوظا، قد يكون إلى جانبك شخص تحبه، أو في حالتي، لديّ زوجي وطفلاي وربما الكلب. |
Şimdi çok daha güzel ve muhtemelen ona teklif eden bir adamla evlenecektir. | Open Subtitles | إنها جميلة و ربما تتزوج من أحد الرجال الذي تقدم لها |
Yurt dışına çıkmamıza izin vermezler ve muhtemelen hapse atarlar. | Open Subtitles | و بالتأكيد لن يسمحوا لنا بالسفر للخارج و ربما يضعونا فى السجن |
Çok nadiren doğru konuşur ve muhtemelen yelleniyordur. | Open Subtitles | و نادراً ما يقول الكلام المناسب. و ربما يخرج ريحاً أيضاً. |
Daha sonra bunun yansımaları ve muhtemelen diğer adımları vardır. | TED | ومن ثم هناك انعكاس ومن المحتمل خطوات تالية. |
Bir yılda dokuz kadın ve muhtemelen dokuzunu da aynı anda idare ediyorı. | Open Subtitles | مسكين شون العجوز العيش مع تسعة نساء ف نفس السنة ومن المحتمل في نفس الوقت |
ve muhtemelen her fırsatta başka bir restorana gidersin. | Open Subtitles | ومن المحتمل انك تريد الذهاب الى مطعم مختلف عندما تتاح لك الفرصة. |
Bu kişi mavi bir jip kullanıyor... ve muhtemelen bu bölgede yaşıyor. | Open Subtitles | هذا الشخص يقود سيارة رياضية زرقاء صغيرة و غالبا يعيش في هذه المنطقة |
"Çok yönlü" "Birden çok fakülte bitirmiş olabilir." "Çok zeki ve muhtemelen çok iyi öğrenim görmüş. " | Open Subtitles | ـ قدراته عاليه ، ربما لديه قدرات محدودة ذكي جداً وغالباً متعلم تعليم عالي |
Ama eğer dünyanın sona ereceğine inanıyorsanız, ve muhtemelen şu an,herhangi bir an olabilir. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تعتقد أن العالم سينتهى وربّما فى أى وقت قريب |
Mimarlar geldiğinde, bu şeyleri bizlere getirdiler, ve muhtemelen bu gibi şeyleri daha once görmüştünüz. | TED | حينما جاء المعماريون، جلبوا لنا هذه الأشياء، وعلى الأرجح أنكم رأيتم شيئاً كهذا. |
Hillary'nin kayboluşu ve muhtemelen ölümüyle bağlantısı olan birisi hakkında delil bulundu. | Open Subtitles | وجدنا دليل يربط شخص ما في اختفاء "هيلاري ستون" و محتمل قاتلها |
Unutma, seni birkaç yüzyıldır tanıyorum ve muhtemelen aramızdaki en yetenekli sensin. | Open Subtitles | تذكرى انى اعرفك منذ مئات السنين ولربما انكى الافضل موهبه بيننا جميعا |
Açıkçası bu telefondaki reklâmından daha az heyecanlıydı ve muhtemelen yanılıyorsun. | Open Subtitles | بصراحة، هذه أقلّ إثارة من نشرتكَ ومحتمل أنّها خطأ |
İğne sokulup sokulmamasını dert etmeyen ve muhtemelen silahı olan birileriydi. | Open Subtitles | إنّهم من النوع الذين لا يمانعون الإبر. ومن المرجح أنّهم يحوزون أسلحة ناريّة. |
Aldığım bilgilere göre henüz dönebilecek durumda durumda değil ve muhtemelen hiç dönemeyecek. | Open Subtitles | الأخبار التي تلقيتها توضح أن الرجل لا توجد لديه نية العودة ومن المُحتمل ألا يحدث هذا على الإطلاق |
Bilgisayar oyunlarının inanılmaz derecede duygusal olmadığı bir dünyayı hiçbir zaman bilmeyecek ve muhtemelen oyunlar onu ağlatacak. | TED | إنها لن تعرف عالما الألعاب التلفزيونية ليست عاطفية وعلى الأغلب ستجعلها تبكي |
Ben olsam polise git derdim ve muhtemelen onu tutuklamazlardı ama en azından sorguya çekerlerdi. | Open Subtitles | -نصيحتى ، أن تبلغى الشرطة وغالبا لن يعتقلوه ، ولكن على الأقل سيقومون بأستجوابه ، وقد يسببون له بعض الرعب. |
Birkaç morluk var ve muhtemelen bir daha uyuyamayacağım ama iyiyim. | Open Subtitles | لديّ رضوض خدوش وكدمات، وغالبًا أسوأ حالة أرق بالعالم. |