Çoğu sefil hayatlar sürüyordu ve onlar için yaptıklarımız aslında merhamettir. | Open Subtitles | معظهم كانوا يائسون في حياتهم وما نفعله بالنسبة لهم هي الرحمة. |
Bu bulgular, kültürler arası bile insanların neleri feda edebileceklerini ve onlar için önem arz eden şeyleri anlayıp bir temel oluşturmamızda yardımcı oluyor. | TED | وهذا يساعدنا على تكوين صورة مبكرة عن ماهية المقايضات التي يرتاح لها الناس وما هي الأشياء المهمة بالنسبة لهم -- حتى وإن اختلفت الثقافات. |
Ve bu gerçekçi. Burada bir yanlış da yok çünkü internet bu genç insanlar tarafından güçlendirildi. ve onlar için tamamen farklı bir sosyal rolü var. | TED | وهذا واقعي. ولا يوجد شئ خطأ حول ذلك لأن الإنترنت عززت بقوة العديد من هؤلاء الشباب. وأنها تلعب دوراً إجتماعياً مختلفاً بالنسبة لهم. |
ve onlar için, otizm yıkıcıydı. | TED | وبالنسبة لهم, كان التوحد مدمرا. |
ve onlar için dans gerçek bir eğitim dalı değil. | Open Subtitles | ...وبالنسبة لهم الرقص ليس شئ رئيسي |
Barınaklarında "Saraniye" adını verdikleri ilkel bir örtüyle kuşanıyorlar ve onlar için akşam 9'da uyumak alışıldık bir durum. | Open Subtitles | في عرينهم يرتدون غطاء بدائي يطلقون على السنجيت" وأيضاً من المألوف بالنسبة لهم" |
Bu alanda çalışırken, yanımda mumlar getirdim ve tercümanımın yardımıyla, fotoğrafını çektiğim insanlara hikayelerini aydınlatmak istediğimi söyledim ve durumlarını, ben ve onlar için güvenli olduğunda bu görüntüleri yaptık. | TED | عندما كنت أعمل في الميدان، أحضرت معي الكثير من الشموع، و بمساعدة من المترجم الخاص بي، نقلت إلى الناس أني كنت ألتقط صوراً لأني أردت أن أُطلع الغير على قصصهم و مصيبتهم، فعندما كان الوضع آمناً بالنسبة لهم و آمناً بالنسبة لي، استطعت أن أصنع تلك الصور. |
Manya'nın başarısı, onların kafalarını ideal gelecek resmine açmış olmasıydı. Daha başarılı ve daha özgür olan kendi resimleri. ve onlar için diğer arabayı seçmek, sanki Manya olacakları önceden görmüş gibi, ideallerine daha da yaklaşmak demekti. | TED | يعود نجاح مانيا إلى كونها كانت قادرة على رسم صورة في أذهانهم تتعلق بمستقبل مثالي صورة لهم في مستقبل يكونون فيه أكثر نجاحًا وحرية لذلك يمثل اختيارهم للسيارة الأخرى بالنسبة لهم اقترابًا من ذلك الوضع المثالي الذي وكأن مانيا استطاعت من الآن رؤيتهم فيه |
Ama o hala CIA'de ve onlar için önemli olan bu. | Open Subtitles | لكنه لا زال في الـ(سي آي إيه), و هذا شيء ثمين بالنسبة لهم |
ve onlar için bu, büyük önem arz edecek. | Open Subtitles | وستكون مهمة بالنسبة لهم |
- ve onlar için çok özür dilerim. | Open Subtitles | -و أنا آسفة بالنسبة لهم |