Gövdesinin üstü ve yüzü asıl darbeyi almış. | Open Subtitles | جذعه العلوي ووجهه أخذوا الجزء الأكبر من الضرر |
Afrikalı Amerikalı tişört'ü ve yüzü kan içinde, genç bir çocuk otobüse bindiğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر شاباً من أصل أفريقي, يركب الحافلة والدماء على قميصه ووجهه بالكامل |
- Ellerindeki sıyrıklar ve yüzü gösteriyor ki karşı koymuş ama kavga bu tek bıçak yarasıyla son bulmuş. | Open Subtitles | جروح في يديه و وجهه تشير إلى إحتمال حدوث شجار و الذي ربما إنتهى بهذه الطعنة. |
Kafası tuvalete dönüktü ve yüzü kaplıydı yani kanla kaplıydı, yarılmıştı. | Open Subtitles | رأسه كان بمواجهة المرحاض و وجهه مضرج فحسب أعني مضرج بالدماء ، كجلد مسدول لم أشهد في حياتي شخص ضُرب بتلك الطريقة |
Bir adı ve yüzü olan dehşeti defetmek için ona başka bir yüz ve isim vermeli. | Open Subtitles | لتلقي بالرعب ذو الإسم و الوجه يجب أن تعطيه اسما آخر و وجها آخر |
YiJung asla vücudu LeeHyori ve yüzü Kim Taehee'e benzemeyen biriyle olmaz. | Open Subtitles | يي جونغ لا يواعد احد الا اذا كان الجسم افضل من لي هيوري و الوجه افضل من كيم تي هي |
Elleri ve yüzü yenmiş Muhtemelen yaban domuzları | Open Subtitles | الأيدي والوجه مُحيا، ربما بسبب الخنازير البرية. |
Parmak izi alırsan adı ve yüzü şüpheli olarak sisteme girecek. | Open Subtitles | إذا ما قمت برفع هذه البصمات، سيكون باسمه، ووجه وسيحصل على سجل إجرامي كمشتبه به |
Orada onunlaydım ve yüzü değişikti. | Open Subtitles | لأن l كَانَ في هناك مَعه ووجهه كَانَ... مختلف. |
Adı da Danny, ve yüzü tamamen kıl ile kaplı. | Open Subtitles | -أجل وأسمه (داني) ووجهه مغطاً بالشعر تماماً |
Saçları kıvrılmalı ve yüzü... | Open Subtitles | "شعره مُجعّد ووجهه... |
- ve yüzü dargın bakışlarla asılmalı. | Open Subtitles | "ووجهه عبوس." |
ve yüzü - bu bir yüz ise - ters dönmüş gibi duruyor. | Open Subtitles | و وجهه, يبدو كأنه ناظراً للجهه الأخرى |
Sonra kaşıntı tozu, elektrik verici ve yüzü donan adam hepsi 3 km civarında. | Open Subtitles | و بعدها لدينا مسحوق الحكّة و الوجه المتجمّد و لعبة الصعق جميعها حصلت بدائرة قطرها ميلين |
Dudakları, parmak uçları ve yüzü o yüzden mor. | Open Subtitles | و أطراف الأصابع الزرقاء و الوجه الأزرق |
- Kıçı ve yüzü. | Open Subtitles | -في المؤخرة والوجه . |
Bir kızgın yağ vakası ve yüzü delinmiş bir adam var. | Open Subtitles | عظيم حرق بزيت مغلي ووجه مخروق |
Köpek b.ku gibiydi, içi dışına çıkmıştı ve yüzü donmuştu. | Open Subtitles | {\pos(195,215)} الرجل كان جثّة هامدة وأحشاؤه متناثرة ووجه متجمّد |