ve yaklaşık yedi yıl önce, Avustralya'dan bir araştırma öğrencimiz vardı. | TED | و منذ حوالي 7 سنوات، كان لدينا طالب أبحاث من أستراليا. |
Ama daha da önemlisi, buradaki metabolik oran olan 0,75 oranına benzer katsayı "1" den fazla ve yaklaşık 1.15 - 1.2 arasında. | TED | والأهم من هذا الشيء الدليل على أنه تناظرية الثلاث أرباع لمعدل الأيض هي أكبر من واحد , هي حوالي 1.15 الي 1.2 |
burada Carnegie Mellon'da başlattığımız birşey, sonra bunu yeni kurulmuş bir şirkete çevirdik. ve yaklaşık bir buçuk yıl sonra, | TED | وهو أمر بدأناه هنا في كارنيجي ميلون، ثم حولناه إلى شركة صغيرة مبتدئة. ومنذ حوالي سنة ونصف، |
Dört veya beş lokantası var ve yaklaşık bir düzine başka dükkan. | Open Subtitles | به حوالي أربعة أو خمسة مطاعم وحوالي اثني عشر من المحلات التجارية الأخرى. |
Kayıp Çocuklardan birisi ikinci Sudan iç savaşı sırasında iki milyon insan ve yaklaşık 25.000 genç göç etti ya da yetim kaldı. | Open Subtitles | هو أحد الأطفال الضائعين. الحرب الأهليه السودانيه الثانيه خلفت 2 مليون قتيل وحوالي 25 ألف شاباً مشرداً او يتيماً. |
Bu durum Mars için 24 saat ve yaklaşık 40 dakika sürüyor. | TED | يستلزم المريخ 24 ساغة وتقريبًا 40 دقيقة ليدور مرةً واحدة. |
bir kitabı dijitalleştirmeye yardım ediyorsunuz. Twitter ve yaklaşık 350,000 başka site reCAPTCHA'yı kullanıyor. | TED | تساعد في رقمنة كتاب ما. تويتر و حوالي 350,000 موقع آخر كلها تستخدم ريكابتشا. |
Bunu çalıştıran mekanizmada dokuz adet motor ve yaklaşık 3000 makara var. | TED | الالية التي تحرك هذا التموج لديها تسع موتورات و حوالي ثلاثة الاف بكرة |
Bunu dedikten sonra insanlara bir kısa kod verdi ve yaklaşık 80.000 kişi bu isteneni yaptı. | TED | هذا ما قام به، أعطى الناس كود مختصر، وراسله حوالي 80.000 شخص. |
Parçaları tasarladık ve hataları düzeltmeye giriştik. ve yaklaşık 5.000 harflik bir DNA molekülü elde ettik. | TED | لقد صممنا هذه القطع، ومررنا بالتصحيح الذي عملناه، وحصلنا على جزيء حمض نووي من حوالي 5،000 حرفاً. |
Her yıl Britanya'da yaklaşık yarım milyon insan ölüyor ve yaklaşık çeyreği gömülmek istiyor. | TED | يموت حوالي النصف مليون شخص في المملكة المتحدة سنويا، وبالنسبة لهذا العدد، سيود ربعهم أن يتم دفنهم. |
Yaklaşık dört yaşındaydık ve yaklaşık 70 çalışanımız vardı. | TED | كانت شركتنا في الرابعة من عمرها، وكان لدينا حوالي 70 موظفاً. |
Bu Tobago'da yaşayan bir beyin mercanı ve yaklaşık 2,000 yaşında. | TED | هذا هو مرجان المخ و هو يعيش في توباغو و يبلغ من العمر حوالي 2000 عام |
ve yaklaşık yarım saatte 3o tane geldi. | TED | و حصلت على الكثير حوالي 30 خلال نصف ساعة. |
Bunu değişik şekillerde görmüş olabilirsiniz,... ...ama en üstteki çizgi korunmuş bölgedir... ...kara üzerinde, dünya çapında,... ...ve yaklaşık yüzde 12. | TED | ربما قد رأيتم هذا بأشكال أخرى، و لكن أعلى المنحنى يُمثل كمية المناطق المحمية من الأراضي، عالمياً. وهي حوالي 12 بالمائة. |
Sonra üstünü değişti ve yaklaşık yedi gibi evden çıktı. -Nereye gittiğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | ومن ثم بدلت ملابسها، وغادرت عند حوالي السابعة |
ve yaklaşık 1300 tek-aile evi var insanların toplandığı bir kasaba merkezi. | Open Subtitles | وهناك حوالي 1300 من بيوت العائلة الواحدة ومركز المدينه الذي يمثل مكان تجمع الناس |
13 tane yöneticiyi ve yaklaşık 250 adet düşük seviyeli çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | لقد وجب عليـنا إقـالة 13 مديرا تنفيـذيا وحوالي 250 موظفا على مستوى منخفض. |
Bozuk bir telsizimiz ve yaklaşık dört saatlik oksijenimiz var. | Open Subtitles | لدينا جهاز إرسال مُتعطل ، وحوالي أربع ساعات من الأكسجين المُتبقي |
Gördüğümüz ilk beş konu ilişkiler, depresyon, anksiyete, kendine zarar verme ve yaklaşık dört konuşmadan birinde intihar düşüncesi. | TED | القضايا الخمس الأولى التي نتعامل معها هي العلاقات، الاكتئاب والقلق وإيذاء النفس وتقريبًا محادثة من بين أربع محادثات، التفكير في الانتحار. |