ويكيبيديا

    "ve yolun" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الطريق
        
    Ayrıca adam Büyülü Çember'in bir üyesi değilse ve yolun bir yerinde gizli bir kapı inşa etmediyse cesedi ortadan nasıl kaldırdı? Open Subtitles فيما عدا لو كان عضواً من الدائرة السحرية و قام ببناء الباب السحري في مكان ما في الطريق كيف جعل الجثة, ..
    Ağaç dalını nereden aldığımı ve yolun aşağısında onu nereye sürüklediğimi gösterdim. Open Subtitles أطلعتهم أين إلتقطت غصن شجرة وعلى امتداد الطريق والمكان الذي سحبتها إليه
    Keyifle sabah yürüyüşümü yapıyordum ve yolun kenarında ne buldum beğenirsin? Open Subtitles كنت أستمتع بتماريني الصباحية .. وفجأة.. مالذي وجدته على قارعة الطريق
    ve yolun ortasında sadece bir çehre kaldı. TED وهناك هيئة شخص واحد ظلت في منتصف الطريق.
    Ve kim sorun çıkarırsa ona bıçağımı saplar ve yolun dışında bırakırım. Open Subtitles أي شخص يعمل مشاكل أنا ساطعنه واتركه على الطريق.
    ve yolun kenarından olabildiğince uzak dur, Tamam mı? Open Subtitles وأبقي بعيدة في جانب الطريق بقدر ماتستطيعين, حسنا؟
    Ön cama bir posta kutusu saplandı ve yolun dışına çıktım. Open Subtitles اصطدم صندوق البريد بزجاج سيارتي الأمامي وانحرفت عن الطريق
    Bir trafik kazasına karıştı, ve yolun kenarında cansız yatıyor, diye düşündüm. Open Subtitles انه أصيب بحادث تحطم سيارة أو مات عبر إشارات الطريق
    Baksana. Bu köprünün temizlenmesini ve yolun açılmasını istiyorum. Open Subtitles حسناً ,أريد أغلاق هذا الجسر وإخلاء الطريق
    Demek ki bayılmışsan ve yolun ortasında yatıyorsan, birkaç şey kaçırabiliyorsun. Open Subtitles كما يبدو، عندما تفقد وعيك وتكون ممدداّ في وسط الطريق تفوتك بعض الأمور
    İşten çıktığımda çok sinirliydim ve yolun yarısında hediyeyi unuttuğumu farkettim. Open Subtitles تركت العمل غاضباً و كنت فى منتصف الطريق للبيت عندما ادركت انى نسيت الهدية
    Bir limuzin otoyolda bana çarptı ve yolun dışına sürükledi. Open Subtitles لقد كانت مجرد سياره صغيره صدمتني وازاحتني خارج الطريق
    Sana bir bilet aldım, sadece gidiş atıştıracak bir şeyler, dergi ve yolun çabuk bitmesini sağlayacak şeyler için de para bırakıyorum. Open Subtitles وبعض مال الجيب لأجل الوجبات الخفيفة والمجلاّت، أشياء لتمضية الطريق
    Araba çarptığı gece, o kaldırımda duruyordum ve yolun karşısında Duddits'i gördüm. Open Subtitles الليلة التى صدمت فيها, كنت واقفا هناك وعبر الطريق, رأيت دوديتس
    Çadırı şuraya kurun ve yolun tam ortasında olduğundan emin olun. Open Subtitles أنصب الخيمة هناك وتأكد أنها بمنتصف الطريق
    Ağaç dalını nereden aldığımı ve yolun aşağısında nerede kadının başına ağaç dalıyla vurduğumu ve onu nereye sürüklediğimi gösterdim. Open Subtitles أطلعتهم أين إلتقطت غصن شجرة و على امتداد الطريق ضربتها على رأسها بغصن الشجرة و المكان الذي سحبتها إليه
    ve yolun sol tarafında araç kullanımını yasakladık. Open Subtitles و فرض حظر على السياقة على الجانب الأيسر من الطريق
    Bir fincan kahve içmek için bu sabah depoya uğramıştım ve yolun kenarında birkaç eşya buldum. Open Subtitles وأنا في طريقي لتناول كوبٍ من القهوة .. وجدت بعض الأشياء على قارعة الطريق ..
    ve yolun ortasında kardeşimin kırmızı sırt çantasını görüyordum. Open Subtitles واستطعت رؤية حقيبة ظهر أخي الحمراء في وسط الطريق.
    Butaro'da yerel volkanik taş kullandık, bölgede çok vardı. Ancak çiftçiler bunları bela olarak görüyorlardı ve yolun kenarına yığmışlardı. TED في بوتارو، قررنا استخدام حجارة بركان محلي التي كانت توجد بكثرة في المنطقة، لكن عادة ما يسبب ذلك إزعاجاً للمزارعين، ونجمعها بجانب الطريق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد