Ölmene izin veremezdim. Sanırım bir şekilde seni yaşamaya zorladım. | Open Subtitles | لم أستطع تركك تموتين,أعتقد أنني بطريقةما أردت لكي أن تعيشي |
Bunun olmasına ve Holoksttan kurtulan bir kişinin veya onların çocuklarından birinin bunlarla karşılaşmasına izin veremezdim. | TED | لم أستطع الخضوع لذلك ومواجهة أحد الناجين أو طفل أحد الناجين. |
Çok utandım, Onun beni görmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | لقد كنت محرجا جدا، لم أستطع أن أسمح لها برؤيتي |
Kararını tamamen desteklediğimi söylemeden gitmene izin veremezdim. | Open Subtitles | لم أستطع أن أتركك تغادرين من دون أن تعرفي أني ادعم قرارك تماماً |
Ama birbaşına Tokyo'ya gitmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | لكن لم استطع ان اتركها تذهب لطوكيو لوحدها |
Kendimi sorumlu bir tarihçi olarak görüyorsam bunun olmasına izin veremezdim. | TED | لم أستطع الخضوع لذلك وأنا أعتبر نفسي مؤرخة مسؤولة. |
Evine gelen misafirine tabanca çekmene izin veremezdim, değil mi? | Open Subtitles | لم أستطع شهر مسدسي على ضيوف المنزل، الآن أستطيع |
Başka şansım yoktu. Bunun daha fazla sürmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | لم يكن لدىّ خيار لم أستطع أن أدع حدوث هذا أكثر من ذلك |
Kral'ı öldürmeye çalışıyordu. Ona izin veremezdim. | Open Subtitles | لقد كان يحاول أن يقتل الملك و لم أستطع أن أتركه يفعل ذلك. |
İşleri düzeltmeyi denemeden çalmana izin veremezdim. | Open Subtitles | لم أستطع أن أتركك تعزفين بدون أن أحاول أن أجعل الأمور أحسن |
Ama benim işlediğim bir suç yüzünden onun hapse girmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | و لكنني لم استطع ان ارسله للسجن او أن أجعله ، يدفع ثمن لما كان حقاً جريمتي أنا |
Önemli değil, Lana. Sana bir şey olmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لا يهم لانا، لم استطع أن أدع شيئاً ما يحدث لك |
Önemli değil, Lana. Sana bir şey olmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لا يهم لانا، لم استطع أن أدع شيئاً ما يحدث لك |
Küçük piçin büyüyüp de otoritemi sarsmasına izin veremezdim ama, değil mi? | Open Subtitles | ما كنتُ لأخاطر بنموّ وغد آخر، ليتحدى سلطاتي ، الآن أيمكنني ذلك؟ |
Beni suya atmana izin veremezdim! Bu yapış yapış şeyler beni kurtardı. | Open Subtitles | لم يمكنني تركك تسحبني للماء، كؤوس الشفط هذه أنقذتني. |
Bana bir şeyler söylemeden öylece gitmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | لمْ أستطع السماح له بالرحيل من دون الحصول على شيءٍ دامغ. |
Kendini adadığından emin olmadan hakkımdaki gerçeğin ortaya çıkmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لم أكن أستطيع أن أكشف حقيقتي حتى أكون متأكداً أنك متمسك بقضيتك |
Amelia bana sevişme teklifinde bulundu ben de O'na bir cevap veremezdim. | Open Subtitles | اميليا عرضت علي عمل علاقة معها وأنا لم اتمكن ان اعطيها جوابا |
Tek başına yapmasına da izin veremezdim. | Open Subtitles | ولم أستطع تركها بمفردها في خضّم ذلك الأمر لذا فأنا هُنا للقيادة |
Ben aether çekirdeğini bozmadan önce ahırı inşa etmene izin veremezdim. | Open Subtitles | لم يكن بأمكاني تركك تبنين الحظيرة قبل ان اصلح نواة الاثير |
Canını almasına izin veremezdim, herkes boşa ölmüş olurdu. | Open Subtitles | لم أكن لاسمح له بقتلك او أي شخص مات عبثاً |
O hayvanın tekrar Claire'e yaklasmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأدع هذا الحيوان يقترب منها ثانيةً. |
Jessica'nın onunla evlenmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أَتْركَ جيسيكا تَتزوّجُه. |
Bunun olmasına izin veremezdim. | Open Subtitles | لم استطع ترك ذلك يحدث |