Ancak adamlar bana işimi yapmam için şans vermediğini görünce yalan söyleyip beni geri gönderdiler. | Open Subtitles | لكن الرجال كذب وأرسلت لي مرة أخرى عندما أدركوا أنك لم تعطيني فرصة للقيام أشيائي. |
Bana filmi senin vermediğini söyledim anneme. | Open Subtitles | لقد أخبرت أمي أنك لم تعطيني الفيلم. |
Bana filmi vermediğini anneme söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت أمي أنك لم تعطيني الفيلم. |
Telefonlarıma ve e-postalarıma cevap vermediğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ؟ لم يعد يرد على اتصالاتي و لا رسائلي الإلكترونية |
Templeton'ın aramalarına cevap vermediğini söylüyor bu yüzden buraya gelip başkasıyla konuşmak istemiş. | Open Subtitles | يقول أن (تيمبلتون) لم يعد يرد على مكالماته لذلك أتى إلى هنا ليتحدّث لشخص آخر |
Numarasını vermediğini fark ettin mi... | Open Subtitles | لا حظ أنها لم تعطيني رقمها |