ويكيبيديا

    "vermek için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لتقديم
        
    • لأعطيك
        
    • لتعطيني
        
    • لاتخاذ
        
    • لإعطائه
        
    • لإعطائك
        
    • لتسليم
        
    • لكي
        
    • لمنح
        
    • لأعطي
        
    • لإتخاذ
        
    • لإعطائها
        
    • لوضع
        
    • لتعطي
        
    • لإعطائي
        
    İnsanlara tıbbı destek vermek için çok sayıda şefkatli bakıcıya ihtiyaç duymuyor muyuz? TED ألا تعتقد أننا نحتاج إلى الكثير من مقدمي الرعاية المتعاطفين لتقديم المزيد من الرعاية الطبية لعدد أكبر من الناس؟
    Haber vermeden müzik vermek için evine geldiğimde bu seni telaşlandırıyor öyle mi? Open Subtitles إذًا, لو أنني أتيت لمنزلك دون إذن مسبق لأعطيك بعض الموسيقى أمرُ يزعجك؟
    Eğer bana bir şans daha vermek için kalbinde yer açarsan. Open Subtitles ان كنت فقط تجدها في قلبك لتعطيني فرصة أخرى
    Sizin adınıza siyasi kararlar vermek için tasarlanan bir sisteme veri sağlıyorsunuz. TED أنت ببساطةٍ تقدّم هذه البيانات لنظام صممّ لاتخاذ قراراتٍ سياسيّة نيابةً عنك.
    Kombinasyon kilidi için kodu James Bond'a vermek için arama. TED الاتصال بجيمس لإعطائه الشفرة للقفل الرقمي.
    Sana istediğin herşeyi,ihtiyacın olan herşeyi vermek için hazırlıklıyız. Open Subtitles نحن نستعدّ لإعطائك أيّ شئ تريد، كلّ شيء تحتاج
    Pekala, pasaportlarınızı vermek için son şansınız. Open Subtitles حسنا، أيها السادة أخر فرصة لتسليم جوازات سفركم
    Seni bulup acına son vermek için bu operasyona gönüllü oldum. Open Subtitles تطوعتُ لكي أكون جزئاً، من الفريق الذي يُطاردُكِ، لأُخلصَكِ من مأساتُكِ
    Morfini vermek için omuriliğine bir kateter yerleştirebiliriz. Open Subtitles يمكننا إدراج قسطرة في الخاص بك النخاع الشوكي لتقديم المورفين.
    Yapamam-- yönleri vermek için ayık kalmalıyım. Open Subtitles لا أستطيع , ربما أستدعى لتقديم التوجيهات لاحقاً
    Size ortalığa bakınma ve adamı tanıma fırsatı vermek için. Open Subtitles لأعطيك فرصة لتفتش المكان و لتكوَن فكرة عن الرجل
    Sana bazı rehineler hakkında bilgi vermek için geldim. Umalım ki verdiğim bilgilerin bir faydası olsun. Open Subtitles أتيتُ لأعطيك بعض المعلومات عن بعض الرهائن، فقد تراها نافعة
    Parayı takip et, pisliği yakala. Bana doğruları vermek için Pazartesiye kadar vaktin var. Open Subtitles الحق بالمال ايها الوغد لديك حتى يوم الاثنين لتعطيني الحقيقه
    Biz burada yokken, bir karar vermek için fırsatın ve vaktin olacak. Open Subtitles ذلك في حين أننا قد ولت، سيكون لديك الفرصة والوقت لاتخاذ قرار.
    - Zaten konuşmuştun. O halde, ona son bir şans vermek için bana son bir şans verin, lütfen. Open Subtitles حسنا أعطني فرصه اخيره لإعطائه فرصه اخيره رجاء
    Hanare sana birşey vermek için bekledi. Buraya geliş nedenin. Open Subtitles هناريح إنتظرت لإعطائك شيء الذي جئت من أجله
    Yani bu kadar polisi bir celp vermek için mi getirdiniz? Open Subtitles ألهذا تحضر كل سيارات الشرطة لتسليم مذكرة قضائية ؟
    Bana Charlotte'ın gerçek katilini vermek için 24 saatiniz var. Open Subtitles لديكم أربع و عشرون ساعة لكي تسلموني قاتل شارلوت الحقيقي
    İnsanlara ikinci bir şans vermek için engelleri yıktık. TED ولقد قمنا بإسقاط الحواجز لمنح الناس فرصة ثانية.
    ama kendimi rahat ve kendinden emin hissettiğimde, rekabete bir fırsat vermek için yüksekliğimi biraz azaltırdım. TED ولكن عند شعوري بالثقة والقناعة أُقلل من طولي قليلًا فقط لأعطي المنافسين فرصة
    Olayı hatırlamadığına göre bir karar vermek için erken. Open Subtitles وكما نرى أنه ليس لديك أي قدرة على التذكُر هذا غير ناضج لإتخاذ القرار
    Ama, bu ilaçları vermek için 3 saat zamanımız var. Open Subtitles لكن هناك مقابل.. لدينا فقط مدة ثلاث ساعات لإعطائها الدواء
    Planlarınızı tam olarak biliyorum ve buna bir son vermek için burdayım. Open Subtitles انا اعلم بالتحديد ما تخطط له و انا هنا لوضع حد له
    Seks hattı üstünden vergi önerisi vermek için para mı ödedin? Open Subtitles دفعت لتعطي نصيحة ضريبية على أحد الهواتف الجنسية ؟
    Bu kadar yolu iyi haberler vermek için getirtmedin herhalde. Open Subtitles أنت ما كان عندك أجيء كلّ هذا الطريق لإعطائي أخبار جيدة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد