Sana hediye vermek istedim. Böylece meyve alacaktım. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك هدية لذلك ذهبت إلى المتجر لـ شرائها |
Onunla vedalaşman için bir şans vermek istedim. Başka bir tesise gidecek. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك فرصة لتوديعه إنه سينتقل إلى مركز آخر |
Sadece yakında havanın kararacağını size haber vermek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتُ أن أعلمك بأنها ستظلم قريباً |
Sizi neşelendirecek bir şeyler vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أقدم لك شيئا لكي أرفع من معنوياتك |
Hayır, aslında bende sana mantarlarımı vermek istedim. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة أنا أردت أعطائك المشروم الصغير الخاص بي |
Orada tam senin yaşındayım. Bu yüzden bunu sana vermek istedim. | Open Subtitles | ولاحظت أنّي وقتها كنت بمثل عمركِ لذا أردتك أن تكون معكِ |
Trenden atlayıp hayatıma son vermek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أنهي حياتي بإلقاء نفسي من القطار |
Önce bana aşık olman için sana bir şans vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك الفرصه لتقع في غرامي أولاً |
Hazel, yarın burada olamayacağım, bu yüzden sana bunu vermek istedim. | Open Subtitles | هايزل", أنا لن أكون هنا غدا" لذا, أردت أن أعطيك هذا |
Ama sana geleceğin için gerçekten bir şeyler vermek istedim tatlım. | Open Subtitles | لكني حقاً أردت أن أعطيك شيئاً لمستقبلكِ عزيزتي، |
Çünkü sana inkar etmen için son bir şans vermek istedim. | Open Subtitles | لأني أردتُ أن أعطيكِ فرصة أخيرة لتنكري ذلك |
Bu akşam umduğumdan geç döneceğimi haber vermek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركِ بأنّي سأتأخّر قليلاً أكثر ممّا توقّعتُ |
İkinize de şans vermek istedim. | Open Subtitles | نعم، أردت أن أقدم لكم على حد سواء رصاصة واحدة، |
Caz plaklarını daha önce duymadığın şekilde duyma fırsatı vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أعطائك الفرصة... لكي تستمع لأسطواناتك الجاز... |
Merhaba. Tutuklanmak üzere olduğumuzu haber vermek istedim de. | Open Subtitles | مرحبًا، أنا فقط أردتك أن تعرف أننا على وشك أن يُقبَض علينا |
Terbiyemden ve saygımdan ötürü de bu dünyada senin kanını taşıyan bir çocuğunun olacağını sana haber vermek istedim sadece. | Open Subtitles | لذا بدافع الإحترام والرُقيّ لقد أردت أن أخبرك أنك ستحصل على أبن بصلة دم في العالم |
Geçen gün, benim balığımı cariyemin_BAR_kedisine vermek istedim. | Open Subtitles | ذات يوم أردت أن أعطي سمكي لقطة من قطط جاريتي |
Sana özel bir hediye vermek istedim. Adamlarımın dönüşü üzerine.. | Open Subtitles | أردت أن أمنحك شيئًا مميزًا شيئًا يليق بمنصبك المستحق عن جدارة |
Biliyorum. Yarından önce sana bunu vermek istedim. | Open Subtitles | اعلم ذلك, ولكنني أردت أن اعطيك هذه الليلة |
Pis ellerini sürmeden önce halkıma savaşma şansı vermek istedim. | Open Subtitles | أردت إعطاء أهلي فرصة القتال قبل أن تضع أياديك القذرة عليهم |
Sana hediyemi şahsen vermek istedim çünkü bir düğün davetiyesi almayacağım çoktan belli oldu. | Open Subtitles | أردت إعطائك هديتي شخصياً بما أنه يبدو واضحاً أني لن أتلقى دعوه للزفاف |
-Şikâyet etmeden önce kedilerine ev bulması için ona bir fırsat vermek istedim. | Open Subtitles | أردت إعطائها فرصة لإيجاد منزل لقططها قبل أن أتصل بجمعية الرفق بالحيوان |
Bu makaleyi editörüne bizzat kendim vermek istedim. | Open Subtitles | أردت تسليم هذه المقالة شخصياً و يدوياً إلى محررك |
Sadece size bisküvi vermek istedim. | Open Subtitles | أريد أن أقدم لكم بعض البسكويت، هذا كل شيء |
Ben sadece, karısına balayında düşünmesi gereken bir şeyler vermek istedim. | Open Subtitles | لقد اردت فقط أن أمنح زوجته شئ لتفكر به فى شهر العسل |