Ve şimdi, ona hep isteyeceği bir şey vermek istiyorum. | Open Subtitles | وانا الآن أريد أن أعطي له الشيء الوحيد الذي أردته دائما |
Doğru. Sevmediğim bir adama sevmediğim bir kitap vermek istiyorum. | Open Subtitles | أجل، لذلك أريد إعطاء كتاب أكرهه لرجل أكرهه |
Aslında, minnettarlığımın simgesi olarak sana bir hediye vermek istiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، أود أن أقدم لك رمز صغير للتعبير عن امتناني. |
Evlat, bu gezinin sonunda sana vermek istediğim birşey vardı... ama hayatta kalamayacağımız ortaya çıktığından onu sana şimdi vermek istiyorum. | Open Subtitles | بنيّ ، هناك شيء أردت إعطاءه لك بعد إنتهاء الرحلة لكن، بماأنناقدلاننجوا .. أريد أن أعطيها لك الآن |
O yüzden sana bir armağan vermek istiyorum - bir armağanlar dizisi... seni şeye yönelten, eee... | Open Subtitles | لذا أريد إعطائك هدية سلسلة من الهدايا الموجهة، حسنا |
Kornealarımı vermek istiyorum ama sadece kornealarımı değil. | Open Subtitles | أريد أن أتبرع بالقرنية لكن ليس القرنية وحسب |
Neler yaşadığını düşününce bunun çok ani olduğunu biliyorum ama sana eski kocanın veremediği her şeyi vermek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا كان مفاجئ لكِ بعدما كل ما مررتِ به ولكني أريد أن أعطيكِ كل شيء لم يستطع زوجك السابق أن يعطيه لكِ |
Simran, ben bu ilişkiye bir şans daha vermek istiyorum. | Open Subtitles | سيمران , أنا اريد ان اعطي هذه العلاقة فرصة اخرى |
ABD'de karşı karşıya kaldığımız sorunlardan birini örnek vermek istiyorum. Örneğin, | TED | أريد أن أعطي مثالًا عن قضايا نواجهها في الولايات المتحدة الأمريكية، على سبيل المثال. |
David'e bir fırsat vermek istiyorum. David, buraya gel. | Open Subtitles | أريد أن أعطي ديفيد فرصة ديفيد، تعال إلى هنا |
Oh, hayır, bekle. vermek istiyorum Küçük adam yemek için bir şeyler. | Open Subtitles | كلا، انتظرا، أريد إعطاء الصغير شيئاً يأكله. |
Bu vermek istiyorum Fleming "Iotinnt Komutanı" | Open Subtitles | أريد إعطاء هذه ل ليوتيننت كوماندر "فليمنج" |
Sana, arkadaşlığımızı ve ulusal anlayışımızı ifade eden çok özel bir hediye vermek istiyorum. | Open Subtitles | الآن أود أن أقدم لك هدية مميزة جداً رمز مني لصداقتنا وتفاهمنا الدولي |
Yemeğe gelecek ona tavsiye vermek istiyorum | Open Subtitles | أتعرف أنها أتيه على العشاء و أنا حقاً أريد أن أعطيها بعض النصائع.. |
It hile, ı biliyorum, ama ı size seviye 2 en iyi atış vermek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غش أريد إعطائك أفضل فرصة في المستوى الثاني. |
Demiş ki, "Doktor, bu sefer hepsini vermek istiyorum." | Open Subtitles | "ويقول : " يا دكتور هذه المرة أريد أن أتبرع بالكل |
Fazladan kazanman için sana bir fırsat vermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعطيكِ الفرصة فحسب لتكسبي أكثر من ذلك بقليل |
Onlara biraz huzur vermek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اعطي اهالى المجني عليهم بعض السلام |
Bunu sana vermek istiyorum, Ajan Doggett. | Open Subtitles | أنا أودّ أن أعطي هذا إليك، الوكيل دوجيت. |
Size bu broşürü vermek istiyorum üzüntünün belirtilerini ve işaretlerini anlatan bir sürü bilgi var. | Open Subtitles | أردت أن أقدم لكم هذا الكتيب التي لديها الكثير من المعلومات الجيدة حول علامات وأعراض الحزن. |
Salonu kardeşime geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | ماذا لو أردت إعطاء النادي الرياضي لأخي؟ |
Sana bizimle uzlaşma şansı vermek istiyorum biraz iyi niyet göster. | Open Subtitles | أريد أن أمنحك فرصة للتعاون معنا، إكسب لنفسك بعض الشعور الودّي. |
Bisiklet ve her şey için bu parayı vermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اعطيك هذا المال لأجل الدراجة و لكل ما تسببت به |
Muhtemelen söylentileri duymuşsunuzdur o yüzden size bilgi vermek istiyorum | Open Subtitles | فى حين إنكم سمعتم الشائعات . أريد إعطائكم الوقائع |
- Yarın. Düşünmesi için biraz zaman vermek istiyorum. | Open Subtitles | غداً، أريد إعطائه بعض الوقت ليفكر |