Ondan omurilik biyopsisi yapmayı isteyebilirsin. İzin vermesi için bir sebebi yok. | Open Subtitles | يمكنك أن تطلب منها نسيج العصب - ليس لديها سبب لتعطيني إياه - |
Buraya ilk geldiğimde, ...Arayüzü bana bilgi vermesi için kandırmak zorunda kalmıştım, ...ama şimdi tekrar programladım. | Open Subtitles | عندما أتيتُ أول مرة إلى هنا كان علي أن أتحايل على "الواجهة" لتعطيني المعلومات |
Çalıştığı insanların isimlerini vermesi için onu zorlayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يُمكنني إرغامها بالضبط على إعطائي اسماء الأشخاص الذين تعمل معهم. |
Şifreyi vermesi için onu ben zorladım! | Open Subtitles | لقد أجبرته على إعطائي ذلك الرمز |
Önce Memo hakkında sağlam bir şey bulacağız sonra denizciler hakkında bilgi vermesi için zorlayacağız. | Open Subtitles | فيما نجد دليلاَ صلباَ على " ميمو " سنلوي ذراعه كي يدلي بمعلومات المارينز |
Ama kazandığın parayı sana vermesi için, lrma'ya vermek üzere Lort X'e vermekten çok yoruldun. | Open Subtitles | لجلبك المال لتعطيه الى اللورد اكس ليعطيه الى ايرما لتعطيه لك |
İş görüşmesine gelen adama, işi sana vermesi için koca bir nutuk attı. | Open Subtitles | تقديم خطاب كبير لمحاولة التحدث مع رجل المقابلة ليعطيك الوظيفة |
Barmenin bana en iyisini vermesi için kandırmama ne dersin? | Open Subtitles | مارأيكَ بأي شئ يمكنني ان اخدع الساقي ليعطيني إياه؟ |
Sana istediğin bilgiyi vermesi için yüzde yüz şansın var. | Open Subtitles | لديكفرصةواحدةبالمائة ليمنحك المعلومات التي تبحث عنها. |
cesaret vermesi için büyük kardeşin zırhına ihtiyacım vardı | Open Subtitles | أحتاج بدلة أخينا الكبير لتعطيني الشجاعة |
Bana vermesi için onu Paula'ya verdi. | Open Subtitles | هو أعطاها إلى (بولا) لتعطيني أياه |
Çalıştığı insanların isimlerini vermesi için onu zorlayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يُمكنني إرغامها بالضبط على إعطائي اسماء الأشخاص الذين تعمل معهم. لماذا... |
Lucas'ın, cinayet günü onu evinizde gördüğü konusunda ifade vermesi için izniniz gerekiyor. | Open Subtitles | لكننا فقط بحاجة لإذنكِ كي يدلي (لوكاس) بإفادة رسمية، يذكر فيها بأنه شاهدها بمنزلكِ يوم وقوع الجريمة |
Bu arada dosyayı bana vermesi için Garcia'ya verdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكرا لك بالمناسبة لاعطائك الملف لغارسيا لتعطيه لي |
Zor kısım çılgın anneyi ilacı kızına vermesi için ikna etmek. | Open Subtitles | الجزء الصعب هو إقناع مجنون أمي لتعطيه لابنتها. |
Sana vermesi için, ona bu kalemi veriyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أعطيه هذا القلم ليعطيه لك. |
Sana vermesi için iyi bir sebep göster ona. | Open Subtitles | "دانييل " لا يريد هذا قولي له سبب مقنع ليعطيه لك |
Sana cesaret vermesi için, çok güçlü bir şarap olmalı Bonacieux. | Open Subtitles | يجب أن يكون نبيذ قوي * بنسوكس ليعطيك شجاعة كثيرة. |
- Ofisine ikinci bir şans vermesi için yalvarmaya gittim. | Open Subtitles | ذهبتُ لمكتبه لأترجّاه ليعطيني فرصة ثانية |
- Sana ikinci bir fikir vermesi için tuttuğun banka. | Open Subtitles | المصرف الذي تعينه ليمنحك رأياً ثانياً |