Cerrahların parmaklarını yerine dikmesine izin vermeyerek çalışma yeteneğini de yok ediyorsun. | Open Subtitles | بعدم السماح للجراح بأن يعيد إصبعيك تجعل نفسك عاجزاً عن تأدية عملك |
Biz ikisini de yüzüstü bıraktık, onun öfkesine gerekli çıkışı ve hak ettiği çözümü vermeyerek. | TED | لقد خذلنا كلاهما بعدم منح غضبها ما يستحقه من استيعاب وسلطة في القرار. |
Cevap vermeyerek sana ceza vermeye çalışmıyordum. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُش بأُحاولُ مُعَاقَبَتك بعدم الرد. |
Son bir yildir, sana karsilik vermeyerek seni küçük düsürüyorum. | Open Subtitles | كنت أذلّك طوال السنة الماضية بعدم الإستجابة لك |
Evet, boş yere. Hiçbir şey olmasa, oral yapmasına izin vermeyerek doğru şeyi yaptım. | Open Subtitles | بلى, لاشيء, إن كان هناك شيء, فأنا فعلت الشيء الصحيح, بعدم جعلها تلعق لي |
Buraya gelmemin sebebi sana bir şans vermeyerek hata yapmış olabileceğimi düşünmemdi ama belli ki sen de bir başka tipik denyoymuşsun. | Open Subtitles | انا اتيتُ هنا لإنني اعتقد ارتكبتُ خطأ بعدم اعطائك فرصة لكن من الواضح انك فقط وغد لعين اخر |
Bunu yapmasına izin vermeyerek ondan bu mutluluğu çalmış oluyorsun. | Open Subtitles | ربما بعدم سماحك له بفعل ذلك أنتِ في الحقيقة تسلبينه شيء ما |
Yani birinin mesajlarına cevap vermeyerek ölü gibi davranmak. | Open Subtitles | معناه التظاهر بالموت بعدم الرد على رسائل شخص ما |
Yani, öncelikle, bedenlerimizde kanserin gelişimini destekleyen toksinleri etrafa saçan ya da satan insanlara izin vermeyerek, kanseri engellemek için çok şey yapabileceğimiz aşikar. Ancak karıncaların bu konuda pek yardımcı olabileceğini sanmıyorum çünkü karıncalar asla kendi kolonilerini zehirlemez. | TED | أعني، أولًا، من الواضح أنه يمكننا عمل الكثير لمنع السرطان بعدم السماح للناس بنشر أو بيع السموم التي تساهم في نمو السرطان داخل أجسادنا، لكن لا أعتقد أن النمل سيساعدنا كثيرًا في ذلك لأن النمل لا يقوم أبدًا بتسميم مستعمراته. |
Bu arada cevap vermeyerek kontratınızı ihlal ediyorsunuz. | Open Subtitles | و للأسف بعدم الإجابة تخل بشروط العقد |
Ve sana karşılık vermeyerek ne kadar yanlış yaptığını göstermek için. | Open Subtitles | وكيف أنّه مخطئ ، بعدم مبادلتكِ بالحب |
Çıkmalarına izin vermeyerek sen de işini yaptın. | Open Subtitles | و أنتِ أيضاً بعدم سماحكِ لهم بالمغادرة |
Çıkmalarına izin vermeyerek sen de işini yaptın. | Open Subtitles | و أنتِ أيضاً بعدم سماحكِ لهم بالمغادرة -لديّ معلمٌ ممتاز |
Davaya hazırlanmama yeterli zaman vermeyerek mi? | Open Subtitles | - كيف بعدم إعطائي الوقت الكافي لبناء قضيتي؟ |
Bunu, kendimin bir şeyler... istemesine ve ihtiyaç duymasına izin vermeyerek yapıyorum. | Open Subtitles | بعدم السماح لنفسي بالحاجة |
Ari'ye yolladım bile ama cevap vermeyerek fikrini belli etti. | Open Subtitles | أرسلته بالفعل إلى (آري)، وأهدر لنا يوم بعدم الرد |
Bence Bobby kazmamıza izin vermeyerek yanlış yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أن (بوبي) كان مخطئ بعدم سماحه لنا بالتنقيب |
Christina Milland, gerçek adını ve adresini vermeyerek hiçbir işbirliğine yanaşmamıştır. | Open Subtitles | (كريستينا ميلاند) رفضت التعاون بعدم إعطاء اسمها أو عنوانها الحقيقي |
Sen de ona yüz vermeyerek yardım edebilirsin. | Open Subtitles | بوسعكَ مساعدتي بعدم مطاردته |