Verteron'u araştırmaya başladım ve "Gerçek Bombası" adında birinin blog gönderilerini buldum. | Open Subtitles | حسناً، لقد بدأت في البحث عن (فيرتيرون) على (جوجل).. وعثرت على عدة مدونات وضعها شخص ما يدعى "قنبلة الحقيقة" |
Meğerse Verteron'daki yasadışı faaliyetleri araştıran bir soruşturma varmış. | Open Subtitles | لقد تبين أنه كان هناك بالفعل تحقيق حول أعمال منافية للقانون بـ(فيرتيرون). |
Aslında Verteron'un rakiplerine yazılım kodları satıyormuş. | Open Subtitles | لقد تبين انه كان يقوم ببيع شيفرات برمجية لمنافسي (فيرتيرون)، |
Larry Crawford, Verteron Şirketinin CEO'su. | Open Subtitles | (لاري كرفورد)، الرئيس التنفيذيّ لشركة "فيرتيرون" |
Verteron'un CEO'su. Wesley haklıydı. | Open Subtitles | الرئيس التنفيذي لشركة "فيرتيرون" لقد كان (ويسلي) محقاً |
Ama Senatörün uçağına yerleştirilen engel ikaz sistemini Verteron üretmişti. | Open Subtitles | لكنّ شركة (فيرتيرون) هي من صنعت نظام تجنّب التصادم. والّذيكانمركباًفيطائرة السيناتور. نعم، هذا صحيح |
Dover Seçim Sistemleri, Verteron tarafından sağlanacak. | Open Subtitles | "فيرتيرون) تفوز بحق إعلان نتائج) ولاية (دنفر)" |
Belki bu Willingham olayı anladıysa, Verteron'dan başka biri de anlamıştır. | Open Subtitles | إذا كان (ويليمجهام) هذا قد توصل للأمر، ربما فعل شخص آخر أيضاً بـ(فيرتيرون). |
Verteron'da önemli bir toplantı olacağına dair e postalar okuduğunuu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه قد قرأ في رسائل البريد الإليكتروني.. بأن هناك إجتماعاً رفيع المستوى من نوع ما سيعقد في (فيرتيرون).. |
Verteron'un uçağın düşmesi için senatörün uçağındaki yazılımla oynadığını ve babamın bunu öğrendiği için öldürüldüğünü söyledi. | Open Subtitles | إنه يقول أن (فيرتيرون) قد عبثت ببرمجيات.. الأنظمة الملاحية لطائرة السيناتور، متسببة في تحطمها.. وبأن والدي قد قُتل لأنه إكتشف الأمر. |
Wesley, Brian Willingham adındaki bir Verteron mühendisinin intihar ettiği için değil de Crawford'un planını öğrendiği için öldüğüne inanıyordu. | Open Subtitles | لقد كان (ويسلي) يعتقد أن مهندساً بـ(فيرتيرون) يدعى (بران ويلينجهام).. إكتشف خطة (كراوفورد)، ثم قُتل..."منتحراً". |
Çünkü Crawford ya da Verteron'dan birileri onun ötebileceğini anlayıp zehirledi. | Open Subtitles | هذا لأن (كراوفورد) أو شخص آخر يعمل بـ(فيرتيرون)... قد أدرك أنها عثرة بالطريق، وقام بتسميمها. |
Verteron'a şafak sökmeden ulaşmalıyız. | Open Subtitles | علينا الوصول إلى (فيرتيرون) قبل وقت الفجر... |
- Olmaz, Verteron'a gidiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنك ذلك. أنا ذاهبة إلى (فيرتيرون). |