Ara vermeden, hap veya başka bir şey kullanmadan 3 kez seks yaptık. | Open Subtitles | لقد تضاجعنا ثلاث مرات بدون ان تأخذ قيلولة أو حبوب أو أي شئ |
Ve.. laf olsun diye losyondan, keklerden veya başka birşeyden bahsedemem | Open Subtitles | ويمكننـي أن أجـاريـكِ بـالحـديـث عـن المـرطبـات أو الفطـائـر أو أي شـيء |
Mahkemede veya başka bir yerde onunla gerçekten hiç tanışmadın mı? | Open Subtitles | أنت لم تقابلها أبداً على حد سماعك أو أي شيء حقيقة؟ |
Amerikalı bir adamdı ve karısı Doğu Avrupa veya başka bir yerdendi. | Open Subtitles | كان رجلا أميركيا و زوجته كانت من شرق أوروبا أو ما شابه |
Seni, buna veya başka bir şeye dâhil etmediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | انظر، أنا آسفة لعدم إشراكك بهذا الأمر أو بأي أمرٍ آخر |
Biraz daha yakıt alayım mı, veya başka bir şey? | Open Subtitles | هل يمكن ان ادفع للمزيد من الوقود او اي شيء ؟ |
Hiçbir akiferi (yeraltı su tabakası) veya başka bir şeyi bozmadım. | TED | لم يحصل لي قط مشكل العبث بطبقة مياه جوفية أو أي شيء آخر. |
Çünkü Avrupa'yla bağlantısı olan siz, ben veya başka biri Fransa kıyılarında kaybolsa, insanlar bilirler. | TED | لأنه إذا غبت عن سواحل فرنسا أنت أو أنا أو أي شخص ولديك علاقة قوية بأوروبا سيعلم الأشخاص. |
Çünkü hepimizin ön yargıları var, ki bu cinsiyetçiliği veya başka bir ayrımcılığın kodlanabileceği anlamına gelebilir. | TED | لأنه لدى جميعنا نزعة تحيّز، فيمكن أن يقوموا بتقنين التمييز الجنسي أو أي نوع آخر من التعصب الأعمى. |
Aranızda hiç politik, dini veya başka bir konuda zıtlık yaşayıp ilişkisi bozulan ya da zarar gören var mı? | TED | جوان: لذا السؤال هو: من منكم كانت لديه علاقات مفقودة أو متأذية نتيجة الاختلافات في السياسة، الدين أو أي شيء آخر؟ |
Yumurtalarımızı da oraya bırakıyoruz. Diğer yumurtalar veya başka bir şey için endişelenmemize gerek kalmıyor. | TED | ونضع البيض هنالك. ليس علينا القلق حول بويضات أخرى أو أي شئ مثل ذلك. |
En az yüklü bir para, aşık olunan bir sarışın veya başka herhangi bir şey kadar iyi bir sebep olabilir. | Open Subtitles | كالفتاة الشقراء، خزنة مليئة بالسندات المالية أو أي من الأشياء المألوف صعوبة تخيلها. |
Asla yıldızdan düşük veya başka birşey olmadı, olmayacak. | Open Subtitles | إنها لم تكن أو ستكون كأي شيء قليل أو أي شيء آخر. |
Ama sonra öyle görünüyor ki gibi kızlar çok sıklıkla bir şey etkisi altında veya başka. | Open Subtitles | و لكن بعدها يبدو أنكم أنتم الفتيات عادة تكونون تحت تأثير شيء ما أو ما شابه |
-Tabii. "Lütfen İnka' lar veya başka herhangi bir sunumla bizim canımızı sıkma." | Open Subtitles | بالطبع ، أرجوكِ ألّا تعرضِ علينا محاضرة أخرى عن حضارة الإنكا أو ما شابه |
Ancak, daha dikkatli incelediğimizde sözleşmenin hiç onaylanmadığını ve bu nedenle, yasal veya başka bir şekilde bağlayıcılığı olmadığını fark ettik. | Open Subtitles | مع ذلك ، بالنظر عن كثب لقد اكتشفنا بأن العقد لم يصدق مطلقا وبذلك فأنها ليست ملزمة قانونيا أو بأي طريقة أخرى |
Ot veya başka bir şey yetiştirmediğin sürece tabii. | Open Subtitles | بشرط ان لا تقوم بزراعة الحشيش او اي شي آخر. |
Demek istediğim... Teyla veya başka bir Athosyalı değildi. | Open Subtitles | لم تكن تايلا مسئولة أو أى أتوزى آخر فى هذا الشأن |
Duşta veya başka bir yerde EMF bir şey bulamadı. | Open Subtitles | لم يلقط الباحث شيئاً في الحمام أو أيّ مكان آخر |
Çay veya başka bir şey ister misiniz? Sizlere bir şey getireyim mi? | Open Subtitles | يَعمَلُ أنت ناسُ يُريدونَ بَعْض الشاي، قهوة، أَو أيّ شئ، هَلّ بالإمكان أَنْ أَحْصلُ عليك شيءَ؟ |
Yani nükleeri rüzgar veya başka bir şey yerine kullanmanın farkı gölge maliyet oluyor. | TED | لذا فالفرق هو تكلفة فرصة إستخدام النووية مقابل الرياح، أو اي شئ آخر. |
En sonunda da, bir çeşit elektromanyetik sinyaller aracılığıyla varlıklarını kasıtlı olarak veya başka bir şekilde ortaya koyduklarını düşünürdünüz. | TED | عن وجودها، عن عمد أو غير عمد، من خلال إشارات كهرومغناطيسية من نوع ما. |
Bu çalışmalar ailelerin yaptığı belli şeylerin çocuklar için güzel sonuçlarla orantılı olduğunu gösteriyor, ama bu davranışların güzel sonuçlara neden olacağını veya başka faktörlerin yolumuza çıkıp çıkmayacağını bilemeyiz. | TED | أظهرت هذه الدراسة أن هناك أمور معينة يفعلها الوالدين ترتبط بنتائج جيدة للأطفال، ولكننا لانعرف بالضرورة تلك السلوكيات التي تسببت بهذه النتائج الجيدة، او إذا كان هناك عوامل أُخرى اعترضت الطريق. |
Şu koskoca dünyada, yüzük veya başka bir şeyi umursamayan birini kiraladım herifleri tek tek parçalara ayırmak hariç. | Open Subtitles | لقد استأجرت واحدا لا يهمه الخاتم او اى شىء اخر عدا تمزيق الاشخاص من و قت لاخر |