Veri tabanında yeni bir virüs var. | Open Subtitles | هناك فيروس جديد فى قاعده البيانات |
Dışarıda ölümcül bir virüs var, ve sadece biz durdurabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، هناك فيروس قاتل في الخارج نحن فقط نستطيع إيقافه .... |
Armstrong'un bilgisayarında virüs var. | Open Subtitles | هناك فيروس من نوع ما في حاسوب (أرمسترونغ). أرى ذلك. |
Ama şimdi içeride virüs var ve bunun uzun vadedeki etkilerini bilmiyoruz. | TED | لكن مع وصول الفيروس إلى الخلية، فإننا لا نعرف ما هي آثاره على المدى البعيد. |
Hepsinde aynı virüs var, ama bu virüsleri farklı yerlerden aldıklarını ispatlamaya yetecek kadar birbirlerinden farklılar. | TED | الكل مصاب بنفس الفيروس و لكنهم مختلفين بنسبة مما يدعونا لنصدق أنهم تم اكتسابهم بشكل مستقل |
Bu adamlarda gerçekten bu virüs var. | TED | هؤلاء الأشخاص مصابون بالفعل بهذا الفيروس |
11 tane daha tüp var, her birinde, otelde serbest bırakılanla aynı miktarda virüs var. | Open Subtitles | توجد 11 زجاجة أخرى, كل واحدة تحوى نفس كمية الفيروس التى اُطلقت فى الفندق |
Yanındaki havai fişek onda da virüs var. | Open Subtitles | نوبي، يمكن أن تسمع لي؟ والألعاب النارية إلى جانبك أيضا لديه الفيروس. |
Birilerinde bu virüs var ve onu serbest bırakmaya mı niyetliler? | Open Subtitles | أن أحدهم لديه الفيروس وينوى إطلاقه؟ |
Artık elinde çalışan bir virüs var. | Open Subtitles | أنتِ تقومين بإحياء الفيروس الآن |
Sadece burun spreyinde virüs var. | Open Subtitles | رذاذ الأنف من يحوي الفيروس |