| Yani diyorum ki Vivian Scully zorla işi yatağa götürdü. | Open Subtitles | ما اود قوله هو ان فيفيان سكالي اجبرت نفسها علي |
| Her şey ortaya çıktığında Margaret ile Vivian'ın arkanda duracağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان مارجريت و فيفيان سيقفوا بجوارك عندما يعلموا كل ذلك؟ |
| Ve şimdi Vivian'la, duygularım yangın hortumundan fışkırır gibi fışkırıyor. | Open Subtitles | والآن مع فيفيان .. مشاعري تندلع مني مثل خرطوم لهب |
| Bu Vivian Pressman. O bir "Bungalov Güzeli". | Open Subtitles | انها فيفان بريسمان واحده من المستوطنات هنا |
| - Belki Vivian'ı kabareye götürmeliyim. - Buna bayılır. Kim bayılmaz ki? | Open Subtitles | ربما يجب علي أن آخذ فيفان - ستحب العرض , صحيح ؟ |
| Vivian'a senin telefonundan mesaj atacağım ve ikili buluşma istediğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أراسل فيفيان من هاتفك أنك تود أن تجعل الموعد اثنان |
| Charles taşınıyormuş ve nihayetinde Vivian da onunla birlikte gidecek. | Open Subtitles | فقط تشارلز سينتقل و في نهاية المطاف فيفيان ستذهب معه |
| Adını Vivian olarak değiştirdi. Çünkü Amerika ile uyum sağlamak istiyordu. | TED | قامت بتغير اسمها الى فيفيان ليتناسب مع الذوق العام هنا في الولايات المتحدة. |
| Bu moteli satın aldığımda Vivian burada üç aydır çalışıyordu. | TED | في الحقيقة كنت قد اشتريت ذلك الفندق الصغير بعد حوالى ثلاثة اشهر من عمل فيفيان هناك |
| Vivian ile sohbet ettikçe gördüm ki, yaşamdan zevk almayı başarıyordu bunu işini yapış şekli ile başarıyordu. | TED | خلال الوقت الذي امضيته مع فيفيان رأيت انها مفعمة بحب الحياة بطريقة ادائها لعملها |
| Böylece, Vivian ile sohbet etmeye başladım ve anladım ki Onu mutlu eden tuvalet temizlemek değildi | TED | لذلك امضيت الوقت مع فيفيان ورأيت انها لم تجد بهجة في تنظيف المراحيض |
| Vivian için önemli olan insanlar ile duygusal bağlantılar kurmaktı İş arkadaşları ve misafirlerimiz ile bunu gerçekleştirmişti | TED | ما كان مهما بنظر فيفيان هو الرباط العاطفي الذي اوجدته مع زملاءها العاملين و ضيوفنا |
| Ekrandaki kişinin adı Dave Arringdale Vivian'in motelinde uzun süreli bir misafir | TED | هذا ديف ارينجديل الذي كان في الواقع ضيفا عند فيفيان في الفندق لفترة طويلة |
| Bana, Vivian ve diğer çalışanlara her zaman güvenebileceğini bildigini söyledi. Bu da onu evinde hissettiriyordu. | TED | و يخبرني هو انه يمكنه ان يعتمد دوما على فيفيان وطاقم العمل هناك ليشعر انه في دياره |
| Edusa Gold, tiyatro öğretmeni, Clare quilty ve Vivian Darkbloom. | Open Subtitles | حسنا, أيدوسا قولد مدرسة المسرح .و كلير كويلتي و فيفيان داركبلوم |
| Cynthia çarpıcı, Vivian's sevimli Stephanie' etkileyici, Priscilla tatlı | Open Subtitles | سينثيا بحلوى فيفيان ستيفاني لذيذة وممتعة |
| Vivian şu dansçı çocuk Johnny'nin oralarda dolaştığını anımsıyormuş. | Open Subtitles | كانت قد اختفت ان فيفيان تعتقد انها تتذكر هذا الراقص جونى |
| Vivian, sen de şu hakkında çok şey duyduğum yeni kız arkadaş olmalısın. | Open Subtitles | فيفان, لابد بأنك الصديقة الجديدة التي أسمع عنها بشكل كبير |
| Bak, seni tanımıyorum ama Vivian'a ve Wade'e değer veriyorum. | Open Subtitles | و كيف أريد العودة أنظر أنا لا أعرفك ولكنني أهتم لأمر فيفان و أهتم لأمر وايد |
| - Vivian Bowers bu sabah erken saatlerde ölü bulundu. | Open Subtitles | فيفان باورس وجدت ميتة صباحاً باكراً. |