Çin'den buraya nişanlı vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | نعم، إنها هنا بتأشيرة خطيبها من الجزيرة الصينية |
Kayıtlara göre buraya iki ay önce çalışma vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | ملفه يشير الى أنه انتقل الى هناك بتأشيرة عمل |
Yeni hücre arkadaşın, Evi Sneijder buraya iki ay önce öğrenci vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | ان موكلك ايفي شنايدر اتت قبل شهرين بتأشيرة طالبة |
İki yıl önce kısa süreli öğrenci vizesiyle gelmiş ve burayı o kadar sevmiş ki, kalmaya karar vermiş. | Open Subtitles | جاءت إلى هنا منذ سنتين بتأشيرة طالب قصيرة المدى و أحبتها حباً جماً فقررت البقاء |
Üç yıl önce İrlanda'dan çalışma vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | " دخلت هذه البلاد من " إيرلندا بتأشيرة عمل قبل ثلاث سنوات |
Neyse, Kıbrıs öğrenci vizesiyle gelmiş buraya. | Open Subtitles | . ( لكنه هنا، بتأشيرة طالب من ( قبرص |