Kurbanlarımız, vurulmadan hemen önce kokain çekiyordu herhâlde. | Open Subtitles | وربما ضحيتنا كانت تأخذ جرعةً قبل إطلاق النار |
Shannon vurulmadan hemen önce, ormanda Walt'ı gördüm. | Open Subtitles | رأيت والت بالغابة قبل إطلاق النار على شانون |
İlk kurban Jim Lapota, vurulmadan önce fiziksel saldırı izleri taşıyor. | Open Subtitles | الضحيّة الأولى، جيِم لوباتا تدل الإشارات على أنه قاوم الهجوم قبل أن يطلق عليه النار |
Dominic bana, vurulmadan önce babanla kavga ettiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني دومينيك بأن تشاجرت مع أبيك قبل إصابته |
Kardeşin vurulmadan önce onun için endişelendiğini hissediyorum. | Open Subtitles | لدي شعور أنك كنت قلقة على أخيك قبل تعرضه لإطلاق النار |
Bu künt travmanın aksine, burada kanın yokluğu vurulmadan önce ölü olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | خلاف لهذه الضربة لا يوجد نقص بالدماء هنا مما يؤكد أنه مات قبل أطلاق النار عليه |
Biraz çelişkili olabilir, özellikle vurulmadan bahsettiğim onuncu mısra. | Open Subtitles | سوف تكون مثيرة للجدل وبالأخصّ المقطع العاشر ، عندما، أتكلّم عن حادثة إطلاق النار الحقيقية |
vurulmadan önce telefonda onunla konuşuyordun. | Open Subtitles | كنتِ على الهاتف معها لحظة إطلاق النار عليها |
Sanırım vurulmadan önceki hatıralarıyla direk bağlantılıydı. | Open Subtitles | أنا اعتقد أنها مرتبطة بشكل مباشر لاخر ذاكرة له قبل أن يتم إطلاق النار عليه. |
vurulmadan önce onu itip kakıyordun. | Open Subtitles | لقد كنت تتشاجر معها قبيل إطلاق النار عليها |
11:40'ta gönderilmiş yani vurulmadan bir saat kadar önce. | Open Subtitles | أرسلت عند 11.40 و ذلك قبل ساعة من إطلاق النار |
vurulmadan hemen önce binanın arkasından birinin içeriye girdiğini görmüş. | Open Subtitles | رأى شخص ما دخل للجزء الخلفي من المبنى فقط قبل إطلاق النار |
vurulmadan önce, kabzayla kafasına defalarca vurulmuş. | Open Subtitles | قبل أن يطلق عليه النار , ضُرِبَ بالمسدس مراراً و تكراراً |
Şoförün de vurulmadan önce zehirlendiği ortaya çıktı. | Open Subtitles | وتبين انه تسمم قبل ان يطلق عليه النار |
vurulmadan yarım saat önce... Bunlar evine gönderilmişti. | Open Subtitles | بنصف ساعة قبل أن يطلق عليه النار |
Bebek Patiğinin söylediğine göre, vurulmadan öncede gülüyormuş. | Open Subtitles | (طبقاً لكلام (بابي شوز كان الشرطي يضحك قبل إصابته |
Giancarlo Rossi vurulmadan önce beni sizinle görevlendirdi. | Open Subtitles | كلفني (جينكارلو روسي) قبل إصابته بالمجيء إليك |
Roy vurulmadan önce Paris onun altındaydı. | Open Subtitles | (باريس) إعتادة العمل تحت إمرته قبل تعرضه لإطلاق النار |
Öte yandan Bay Hoapili'nin vurulmadan önce başına gelenler oldukça enteresan. | Open Subtitles | و مع ذلك فأن ما حدث للسيد (هوابيلي) قبل أطلاق النار عليه كان مثير للأهتمام |
Hayır, aslında Braden Rebecca vurulmadan birkaç dakika önce sinirlenip dışarı çıkmıştı. | Open Subtitles | كلاّ، ليسَ تماماً فلقد خرج (براندون)، قبل دقائق من إطلاق النّار على (ريبيكا) |