Wall Street'e girdiğini biliyorum ama son söz senin. | Open Subtitles | أعرف بأنك في وول ستريت لكنّك ما زلت الكلمة النهائية |
Akşam yemeğine Wall Street'e gidip mankenlerle yatıyor gibi bir tipi var. | Open Subtitles | انه من تناول الطعام في وول ستريت, وينام مع الاشياء الجيدة. |
Wall Street'e derinlemesine kök salmis bir sirket. | Open Subtitles | شركة.. جذورها ثابتة في وول ستريت |
Wall Street'e derinlemesine kok salmis bir sirket. | Open Subtitles | شركة.. جذورها ثابتة في وول ستريت |
Senin Wall Street'e çalıştığına inanmam. | Open Subtitles | لا أصدق بأنك عملت في وول ستريت |
Wall Street'e derinlemesine kök salmış bir şirket. Kurucularımız Mayflower ile gelip Stratton Oakmont ismini boktan kayaya tırnaklarıyla kazımışlardı. | Open Subtitles | الشركة التي جذورها راسّخة في "وول ستريت" و مؤسسونّا أبحروا إلى "ميفلور" |
Binadan paraşütle atladım ve Wall Street'e indim. | Open Subtitles | ومِن ثم قفزتُ إلى خارج المبنى ونزلتُ في (وول ستريت) |
June, Wall Street'e geri dönmenin ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyorum ama ahlaki olarak yanlış bu. | Open Subtitles | (جون)، اعلم كم يعني لكي العودة للعمل في "وول ستريت" اكثر من اي شخص. لكن اخلاقياٌ، هذا امر خاطيء |
Dartmouth'da benimle aynı yıl mezun olan diğer tüm dingiller orta sınıf, fakirlerin cebindeki her senti çalmak için Wall Street'e gitti. | Open Subtitles | لأن كل الحمقى من صفي في جامعة (دارتموث) ذهبوا للعمل في (وول ستريت) ليمتصوا كل بنس من الفقراء والطبقة الوسطى ! |