Walmart'ları ve ikinci trafik lambalarıyla çok şişiniyorlar. | Open Subtitles | يتصرفون بتكبر بسبب متجر سوبر وولمارت و الأشارة المرورية الثانية لديهم |
Bu korkunçtu. Şu anda Walmart'ın çok korkunç bir şirket modeli olduğunu düşünebilirsiniz, bunun 1860, 1870'lerde nasıl göründüğünü bir hayal edin. | TED | لقد كان أسلوب مرعباً. هل تعتقدون أن وولمارت يعتمد نموذج أعمال مخيف اليوم تخيل كيف كان يبدوا هذا الأسلوب خلال ستينات و سبعينات القرن التاسع عشر |
Onları Walmart'ta satmıyorlar. | Open Subtitles | هُم لا يبيعون هذه في متجر وولمارت بعد |
Şimdi aynı şeyi Walmart'ta indirimde olan farklı her ürüne yaptığınızı hayal edin. | TED | الآن تصوروا القيام بالامر لكل انواع المنتجات في مجمع " وول مارت " |
Üst sağdaki aslında Walmart. | TED | المتصدرة المراتب العليا هي في الواقع وول مارت على اليمين |
Öyleyse, bana bir şirketin, küçük bir şirketin, büyüklüğünü söylerseniz, Walmart'ın büyüklüğünü tahmin edebilirim. | TED | اذا قمتم بإخباري عن حجم بعض الشركات ,بعض الشركات الصغيرة لكان بالامكان التنبؤ عن حجم وول مارت |
Her Walmart'ın 15 kilometre çevresindeki tüm kayıp kişileri arasak nasıl olur? | Open Subtitles | ما رأيك في أن نتقفى آثار كل مفقود من محيط 10 أميال من كل (وولمارت)؟ [وولمارت: |
Bir Walmart çalışanının başlangıç maaşı yoksulluk sınırının altında. | Open Subtitles | الأجر الأولي لموظفي (وولمارت)" "تحت حد الفقر |
Amerikan hükümeti Walmart çalışanlarından her 10 kişiden birine yiyecek kuponu dağıtarak | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية تدعم (وولمارت) بقيمة 7.8 مليار دولار سنوياً |
Bu yiyecek kuponlarının %15'i aslında Walmart'ta kullanılıyor. | Open Subtitles | %15من جميع طوابع الغذاء تصرف من مخازن (وولمارت) |
Yani, Walmart federal devletin hazinesinden iki kez yararlanmış oluyor. | Open Subtitles | أي أن مخازن (وولمارت) تأخذ أضعاف غيرها من أموال الحكومة الفدرالية |
Çünkü Walmart'ın üst düzey yöneticileri son altı yılda vergiden düşülebilen prim olarak neredeyse 300 milyon dolar kazandılar. | Open Subtitles | لأنّ المديرين التنفيذيين بـ(وولمارت) جنوا حوالي 300 مليوناً بسبب نظام الأجر حسب الأداء القابل لخصم الضرائب |
Walmart, burada bir mağaza inşa etmek için fiyatını düşürmek istedi. | Open Subtitles | أرادت شركة (وولمارت) هدم هذا المبنى |
Öyleyse, bunu 1994'te yapsaydım, şuan Walmart'ın ne durumda olacağını tahmin edebilirdim. | TED | لو وودت فعل ذلك عام 1994 لكنت قد استطعت التنبؤ عما سيصل اليه وول مارت الآن |
Temin ederim ki o zamanlar orada Walmart ya da bakkallar yoktu bu yüzden ciddi manada bir taşra hayatı biçimi yaşanıyordu. | TED | وصدقوني، لم يكن هناك وول مارت أو المتاجر آنذاك. لذلك كان حقا نموذج العيش الريفي. |
En iyi tarafı ise içindekilerin tamamı yakındaki bir Walmart mağazasından bulunabilir | TED | وأفضل جزء هو أن كل هذه المكونات موجودة لكل أسرة في متجر وول مارت في الحي. |
Kedi kaşıma aletini Walmart'tan 2 dolara alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على لعبة الخدش في متجر وول مارت بدولاران |
Walmart'ın sabah ilk açıldığındaki kokusu gibi birşey bu. | Open Subtitles | نوع من مثل وول مارت عندما يفتح لأول مرة في الصباح. |
Annemiz bize ta Houston'daki Walmart'tan pantolon yollasın. | Open Subtitles | هل لديك أمي لدينا ترسل لنا السراويل من وول مارت في هيوستن. |
Walmart'ta jetpack satılmıyor, şimdilik. | Open Subtitles | حتى الآن طائرة الحقيبة لم تتوفر بعد في وول مارت. |