Hayatı boyunca hep Wellesley Koleji'nde ders vermek istedi. | Open Subtitles | طول حياتها أرادت أن تُدرس " في جامعة " ويلزي |
Bir şeyleri değiştirmek istediği için Wellesley'e gelmişti. | Open Subtitles | لقد أتت إلى " ويلزي " لأنها أرادت أن تصنع فارق |
Burada bahsi geçen aile "Wellesley"lerdi. | Open Subtitles | في هذه الحالة، صدف أن كانت عائلة (ويسلي). |
Aslında evet. Tüm Wellesley aile organizasyonlarının belirli bir kıyafet tarzı vardır. | Open Subtitles | جميع مناسبات عائلة (ويسلي) لديها قانون لباس صارم. |
Saldırı başladığında Wellesley'de tıbba hazırlığın birinci sınıfındaydım. | Open Subtitles | كنت مستجدة في السنة التحضرية الطبية في كلية "ويليسلي" عندما هاجمونا |
Radcliff'e gel Harvard'lı erkeklerle tanış. Ya da Wellesley'ye gel onlarla evlen. | Open Subtitles | تعالي إلى رادكليف وقابلي رجال هارفرد تعالي إلى ويلزلي وتزوجيهم |
- Tamam. Sen Wellesley'de... Georgetown Hukuk'ta okuyorsun. | Open Subtitles | ...اذن ذهبت الى جامعة ويلسلي جامعة جورج تاون للحقوق |
Wellesley'de varolmanın püf noktası dikkat çekmemektir. | Open Subtitles | الخدعة في أن تنجو من " ويلزي " لم يلاحظها أحد |
Kadınlar için 5 kontenjanları var, biri gayrı resmi olarak Wellesley mezunu bir kız için. | Open Subtitles | " يايل " أنهم يبقون 5 أماكن للنساء " و 1 بصورة غير رسمية لفتيات " ويلزي |
Evli olan Wellesley kızları yükümlülüklerini dengeleme konusunda ustadır. | Open Subtitles | فتيات " ويلزي " المتزوجات أصبحن خبيرات في الموازنة بين الالتزامات |
Yıkıcı ve politik dersleri, Wellesley kızlarımızı doğuştan uygun görüldükleri rolleri reddetmeye itiyor. | Open Subtitles | تعليماتها الهدامة و السياسية " شجعت فتيات " ويلزي حتى يرفضوا الأدوار التي ولدوا ليقوموا بها |
Bir Wellesley mezununa çok yakın bir örnek takdirlik öğrenci tam olarak eğitildiği şeyi yapıyor. | Open Subtitles | " التشابه المثالي لخريجي " ويلزي بإمتياز، تفعل بالضبط ما قد دُربت لتفعله |
Wellesley'e, insanlara yollarını bulmalarına değil senin yolunu bulmalarına yardıma geldin. | Open Subtitles | أنتِ لم تأتي إلى " ويلزي " حتى تُساعدي الناس لإيجاد طريقهم أعتقد أنكِ أتيتِ حتى تساعدي الناس حتى يجدوا طريقكِ |
Onunla olan ilişkinizden biraz bahseder misiniz, Bay Wellesley? O toplantı, ilk karşılaştığınız yer miydi? | Open Subtitles | أيُمكنك أن تُخبرنا بنوع العلاقة التي كانت لديك معها، سيّد (ويسلي)؟ |
Şimdi ciddi ciddi bana, Winston Wellesley'ye olay anı nerede olduğunu mu soruyorsunuz? | Open Subtitles | أأنتِ تسأليني بجدّية، أنا (ونستون ويسلي) عن عُذر غياب؟ |
Blake Wellesley. Yeniden senatoya girmeye çalışıyor. | Open Subtitles | نعم، (بليك ويسلي) يترشّح لمجلس الشيوخ مرّة أخرى. |
Esposito, Winston Wellesley'nin olay anı nerede olduğunu araştır bakalım. | Open Subtitles | -أجل . أسبوزيتو)، تحقق من عُذر غياب (ونستون ويسلي). |
İstila yaşandığı sırada Wellesley'de tıpa hazırlık sınıfındaydım şu ana kadarki bütün bilgilerimi Dr. Glass'dan öğrendim. | Open Subtitles | كنتُ في مرحلة ما قبل كلية الطب في ويليسلي" حينما حدث الغزو" وكل ما اعرفه الآن تعلمته "من "د.غلاس |
Ona Wellesley'in bir kadın üniversitesi olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرته أن (ويليسلي) جامعة نسائية |
Aslında Wellesley'yi istiyordum ama annem: "Yok artık, bir de postal alıp, lezbiyen ol" dedi. | Open Subtitles | في الحقيقة أردت الذهاب الى جامعة ويلزلي لكن قالت لي أمي أنه من الأفضل لي أن أشتري جزمة رحالة على الأقدام وأطلق على نفسي لقب شاذة الآن |
Lisa, dünya senin Wellesley Üniversitesi'ne gitmeni istiyor. | Open Subtitles | وينتهي بك الأمر بجامعة من الدرجة الثالثة، (ليسا)، يجب أن تلتحقي بـ(ويلزلي) |
O da korkuyor. Wellesley'deki barmen için de aynı şey geçerli. | Open Subtitles | حسنٌ، هذا نفس الحال بالنسبة لساقي الحانة من (ويلسلي). |