Morötesi, kızılötesi, X-ışınları gibi. | Open Subtitles | مثلالأشعةفوقالبنفسجية، الأشعة تحت الحمراء ، الأشعة السينية |
Bilim insanları doğanın gizemlerini çözmek için hala X-ışınları gibi güçIü ışık kaynaklarını kullanıyor. | Open Subtitles | والعلماء ما زالو يستخدمون مصادر ضوء قوية مثل الأشعة السينية لفتح أسرار الطبيعة. |
Burada üretilen X-ışınları bir hastanedeki X-ışınlarından on milyar kat daha güçIü. | Open Subtitles | الأشعة السينية المنتجة هنا هي عشرة مليارات مرة أكثر قوة من الأشعة السينية في المستشفى. |
Ama bunu net olarak görmek istiyorsam, çok daha güçlü ışık gerekiyor ve bunu da X-ışınları spektrumu sunuyor. | Open Subtitles | العظام أسفلها، لكن لرؤية تلك التفاصيل بوضوح حقاً، نحتاج شيئاً أكثر قوة، أقوى بمراحل كبيرة، وذلك ما يُوفره ضوء الأشعة السينية المبنثق عن الطيف. |
(Gülüşmeler) Bazı yüzeylerin erimiş lav olabileceği ve merkez yıldızdan gelen oldukça zararlı X-ışınlarının olduğuna dair belirtiler vardı -- Yüzeydeki yaşamı verimsizleştirecek hatta atmosferleri silip atabilecek X-ışınları. | TED | (ضحك) فقد وُجدت بعض العلامات التي تدل على أن بعض الحمم البركانية كانت قد ذابت على هذه الأسطح وأن الكثير من الأشعة السينية المدمِرة انبعثت من النجم المركزي.. الأشعة التي ستعقم الأسطح من الحياة وتزيل الأغلفة الجوية. |
(Cızırtı sesi) (Cızırtı sesi) Ve elektronların keşfinden itibaren 15 yıl içerisinde, X-ışınları insan vücudunun içini görüntülemek için kullanılmaya başlandı, cerrahlar tarafından askerlerin vücutlarındaki mermi ve şarapnel parçalarını bulmak için ve hayatlarını kurtabilmek için kullanıldı. | TED | (طنين) (طنين) وفي خلال 15 عامًا من اكتشاف الإلكترون، استخدمت الأشعة السينية لالتقاط صور داخل جسم الإنسان، وذلك لمساعدة الجراحين في إنقاذ حياة الجنود، الذين قد يجدوا أجزاء من الرصاص أو شظايا داخل أجسام الجنود. |