Ben kendim de alırdım ama yerleştirmem gereken bir patlayıcı daha var ve vaktimiz kalmadı, tek yön bilet, | Open Subtitles | كنت سأذهب بنفسي، لكن لدي مهمة أخرى عليّ إنهائها وليس لدينا وقت إنها تذكرة ذهاب فقط، يا بني |
Size yalan söylemeyeceğim, bazı reformlar yapılacak ama temizlik ve sadakat yemini olmayacak veya çalışma kamplarına tek yön bilet alınmayacak. | Open Subtitles | لن أكذب عليكم ثمّة إصلاحات سترى النور قريبًا لكن لا تطهير أو قَسم ولاء أو تذكرة ذهاب إلى معسكر العمل |
Birkaç yıl sonra, Bütün sınavlarımdan kalmayı başardım okulu da gösterecek pek bir şeyim olmadan bıraktım anne babam da, belki de ödül olarak, Avustralya'ya tek yön bilet aldılar. Eve de yaklaşık 4 yıl sonra döndüm. | TED | وبعد بضع سنوات فشلت في كل امتحاناتي وعندما غادرت الجامعة ,لم يكن لديَ ما أتميز به وربما كجزاء لذلك اشترى لي والداي تذكرة ذهاب بلا عودة نحو استراليا وعدت إلى البيت بعد حوالي أربع سنوات |
Pekâlâ, tek yön bilet, yalnız seyahat ediyor bagaj yok. | Open Subtitles | حسنا, رحلة ذهاب فقط, يسافر بمفرده, لا يوجد فحص للأمتعة. |
İkincilik ödülü ise kapının önüne tek yön bilet. | Open Subtitles | الجائزة الثانية , رحلة ذهاب فقط الى الرصيف |
Tek yön bilet lazım ve bagajım da yok. Neresi olduğu önemli değil, çünkü nasıl olsa oraya varmayacağım. | Open Subtitles | لا أهتم فقط أريد تذكرة ذهاب فقط |
Beni JFK'ya götürmeliydi. Paris'e tek yön bilet almalıydım. | Open Subtitles | كان عليه أن يأخذني إلى المطار، ويشتري لي تذكرة ذهاب إلى (باريس) |
Korkarım bu tek yön bilet. | Open Subtitles | أخشى أنها تذكرة ذهاب بلا عودة |