Ve bu yönde gelen veri daha fazla orada değil. | TED | اذا البيانات تذهب في ذلك الاتجاه ,ليس هناك بعد الان |
Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın. Bunu niye yaptın? | Open Subtitles | كان لديك بداية جيدة في الاتجاه الخاطىء لماذا فعلت ذلك؟ |
Yanlış yönde atılan tek bir dikiş bile kalbini durdurur. | Open Subtitles | .اذا وضعت خيط واحد فى اتجاه خاطئ,سيتوقف قلب هذا الرجل |
İnanılmaz derecede önemli bir şey yaparak hayatınızı iyi yönde değiştiren ve asla uygun bir şekilde teşekkür etmediğiniz birini hatırlamanızı istiyorum. | TED | أريد منكم ان تتذكروا شخصا قام بعمل شديد الأهمية و غير حياتك إلى إتجاه افضل, شخصا على الأرجح أنك لم تشكره ابدا. |
Yanlış yönde çok ileri giderim diye korktuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنك خائف من أنني سأذهب بعيداً بالإتجاه الخاطئ |
Ancak yüzlerini değiştirdiğimizde, kimliklerini de daha iyi ya da daha kötü yönde değiştiriyor muyuz? | TED | لكن عندما نغير وجوه الناس، نغير هوياتهم، للأفضل ام للأسوأ ؟ |
Doğru yönde güzel, ufak bir dürtmenin zararı olacağını sanmam. | Open Subtitles | لا أظن أن دفعة بسيطة . في الاتجاه الصحيح ستضر |
O yüzden bu yönde bulmamızı istemediği bir şey olmalı. | Open Subtitles | إذاً، حتماً هناك شيء لا يريدنا أن نكتشفه بهذا الاتجاه |
Eğlenceli, yürüdüğünüz zaman, aynı ortak yönde yan yana yürürsünüz. | TED | انه لامر مضحك .. انه عندما تسير فأنت تسير بالموازاة مع الآخرين في نفس الاتجاه .. أليس كذلك ؟ |
Yüksek rakımlı bir dağcılık gezisinin ters yönde olanı gibi birşey... farklı yönü iplerlen aşağıya doğru koşuyorsunuz. | TED | وانه نوعا مثل رحلة تسلق جبال عالية الارتفاع في الاتجاه المعاكس، إلا أن كنت تمرر سلسلة من هذه الأمور الى الاسفل. |
Elektronlar bir yönde döner, Pozitronlar diğer yönde. | TED | الاكترونات تنتقل في اتجاه، و البوزيترونات في الاتجاه الآخر. |
Bir uçak, siz bu yönde ilerliyorken yükselmeye başlar, böylece havalanır. | TED | حين تتحرك في هذا الاتجاه فإن الطائرة تبدأ في الارتفاع وبذلك تقلع. |
Ağzımı içeri çekip nefes veriyorum, yani,aşağı yönde, aşağı üflüyorum. | Open Subtitles | انا أتنفس من فمي، أعني إلى اتجاه سفلي، أنفخ للأسفل. |
Ve eğer yaşlanmayla ilgili bir paradoks varsa o da şudur ki: yaşlandıkça ölümsüz olmadığımızın daha da bilincine varıyoruz ve bu hayata bakışımızı olumlu yönde değiştiriyor. | TED | وإن كانت هناك مفارقة في الشيخوخة، فهي أن الاعتراف أننا لن نعيش إلى الأبد يغير نظرتنا للحياة في اتجاه جوانب إيجابية. |
Sizi temin ederim, böyle davranışlar beni engellemez, hiçbir yönde. | Open Subtitles | أطمأنك، مثل هذا الموقف لن يسود معي، في اي إتجاه |
Modası geçmiş silahlarını ateşleyip, tam aksi yönde kaçıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطلقون من أسلحة منتهية الصلاحية ويهربون بالإتجاه الآخر |
Hayatınızı çok iyi bir yönde değiştireceği kesin ama bu kadar. | Open Subtitles | و لكنها حقاً ستغير حياتكم للأفضل و هذا أكيد |
Ama zaman geçtikçe, olaylar tam aksi yönde gelişmeye başladı. | Open Subtitles | لكن بمرور الوقت الاشياء بدت كانها بالاتجاه المعاكس |
Ama şu yönde aşağı yukarı üç kilometre ötede duman gördüm. | Open Subtitles | لكنّي رأيت دخان على بُعد 3 كلم من هنا بهذا الإتّجاه. |
Döndüğümde yeni gelen malların etiketlerinin aynı yönde dizilmiş olduğunu görmek istiyorum. | Open Subtitles | عندما أعود, أريد جميع الأسهم الجميله على الأرفف في الواجهه بنفس الأتجاه |
O yönde bir kan izi yoktu. En azından görebildiğimiz bir iz yoktu. | Open Subtitles | أعني ليس هناك مسار دم يقود لهذا الإتجاه على الأقل لا شيء نراه |
İşte aynı metin satırı bir çeşmenin etrafında dolanıyor alt üst olabilen ve her iki yönde de okunabilen bir ilüstrasyonda. | TED | ها هنا نفس السطر من النص يلتف حول نافورة في صورة يمكن قلبها راسا على عقب و قراءتها في كلا الاتجاهين |
Olay hareketle sınırlı değil, ayrıca tek bir yönde olmalı. | Open Subtitles | هي ليست فقط حركة؛ هو يجب أن يكون في إتّجاه واحد. |
Şu anda buradayız. Ağaç aksi yönde. | Open Subtitles | أما الآن، فإننا هنا، والشجرة في الاتّجاه المُعاكس. |
Bu şekilde kendimize mekanlar oluştururuz, ta ki hepsi tek bir yönde birleşene dek. | Open Subtitles | لدينا هذا الطريقِ لتقسيم فضائنا حتى يتساوى في إتجاهه |
- Senin gözün başının üstünde falan mı. Tam tersi yönde gitti. - Kes sesini. | Open Subtitles | يبدو أن عيناك كانت مقلوبة انها فرت فى الاتجاة الاخر زود عينك بالفلين |
Her iki tarafa rüzgargülü ekledim yer yönde hareket edebildiklerini göstermek için. | TED | لكني أضفت دوارات رياح على الجانبين لأوضح أنه يغطي كافة الاتجاهات |