Bitki örtüsü tarafından engellenmediği sürece aslanın tüm yönlerde görebileceği uzaklık bu kadardır. | TED | وهو ما يستطيع الأسد أن يراه في جميع الاتجاهات حتى ان تعيق النباتات رؤية ذكر أو أنثى الأسد |
Zıt yönlerde yürüyeceksiniz ve çan üçüncü kez çaldığında dönüp ateş edeceksiniz. | Open Subtitles | ألآن ، أمشوا بعكس الاتجاهات وعندما أقرع الرنة الثالثة تدورون وتضربون |
Bu kişilerin doğum öncesi yaşadıkları açlık deneyimi vücutlarını çok farklı yönlerde değiştirmiş gibi görünüyor. | TED | تجربة المجاعة ما قبل الولادة لهؤلاء الأشخاص أدّت على ما يبدو لتغيير أجسامهم بطرق عديدة. |
Bütün olan şey; rastgele genetik mutasyonların, onları taşıyan organizmaların farklı yönlerde davranması ve gelişmesine sebep olmasıdır. | TED | كل ما يحدث هو أن طفرات وراثية عشوائية تجعل الكائنات التي تحملها تتصرف أو تتطور بطرق مختلفة. |
Tüm bu yönlerde, insanlar "aynı durumdalar" ... domuzlar ve ineklerle, tavuklar ve hindilerle. | Open Subtitles | في هذه النواحي الأساسية البشر الذين يقفون "على أربع"، اذا جاز التعبير، مع الخنازير والأبقار والدجاج والديوك الرومية. |
Üç arabamız ve tüm yönlerde desteğimiz var. | Open Subtitles | لدينا 3 سيارات وتعزيزات في كلّ الإتّجاهات |
Hep farklı yönlerde uzamış. Berbat bir şey. | Open Subtitles | تخرج اسنانهم في اتجاهات مختلفة , هذا رهيب |
Sonra farklı yönlerde ilerleyen iki demeti dört noktada çarpıştırıyoruz. | Open Subtitles | وعندئذ نصدم شعاعان يسيران في اتجاهين متعاكسين عند أربع نقاط |
Lejyonlar farklı yönlerde karşılaşıyor ve farklı şekillerde savaşıyorlardı. | Open Subtitles | والأرض المنحدرة تحتهم الفيالق كانت تحارب في وجهات مختلفة و بطرق مختلفة |
Işık dalgaları tüm yönlerde rastlantısal olarak titreşir. | Open Subtitles | وإن موجات الضوء هذه تتحرك عشوائيًا في كل الاتجاهات |
Ayrı yönlerde dört tane "Gel De Gör". | Open Subtitles | اربعة علامات في الاتجاهات الاربعة |
Ayrıca bu parçaları sadece döndürerek, ters çevirerek ve farklı yönlerde birleştirerek düzenli ya da soyut desenler oluşturmakta kullanabildim. | TED | بالاضافة الى ذلك, كنت قادرة على قلبها وتديرها وجمعها معا بطرق مختلفة لعمل نمط اعتيادي او نمط مجرد |
Bu iyi amaçlar için de zorlayıcı yönlerde kullanılabilir. | TED | التقدم قوي ويمكن أيضا أن تستخدم بطرق مقنعة جدا من أجل الخير |
Bazı yönlerde aynı senin gibiyim. | Open Subtitles | أنا مثلك تماماً... من بعض النواحي |
- Bazı yönlerde bizden daha güçlüler... | Open Subtitles | -في بعض النواحي , هم حتى أقوى ... |
Üç arabamız ve tüm yönlerde desteğimiz var. | Open Subtitles | لدينا 3 سيارات وتعزيزات في كلّ الإتّجاهات |
Dolayısıyla, farklı yönlerde hareket ettiklerinden dolayı ışıkların farklı hızlara sahip olduğunu bulsalar, şüphe etmeye gerek duymayacaklardı. | Open Subtitles | حتى أنهم كانوا على يقين من أنهم سيجدون الضوء يسافر بسرعات مختلفة كلما تحرك في اتجاهات مختلفة. |
Ancak, biz hareket ediyor gibi görünüyoruz farklı yönlerde. | Open Subtitles | حسنا، يبدو كأننا سوف نتجه في اتجاهات مختلفة ، أليس كذلك؟ |
biri mavi de, biri de kırmızıda, iki demet zıt yönlerde hareket ediyor. | Open Subtitles | ـ شعاعان أحدهما أزرق، والآخر أحمر كلاهما يدور في اتجاهين متضادين |
Bazen iş hayatında ortaklar farklı yönlerde gitmeye başlayabilirler bu yüzden ikinizin oturup farklı yönlerde gitmeye devam mı edeceğinizi yoksa yolunuzu değiştirip karşılıklı anlayış noktasında yeniden bir araya mı geleceğinizi kararlaştırmalısınız. | Open Subtitles | في بعض الأحيان في الأعمال التجارية وستبحر سفن الشركاء في اتجاهين مختلفين, لذلك أنتم اثنتان بحاجة لمعرفة إذا كنتم ستعملان على المواصلة |
Lejyonlar farklı yönlerde karşılaşıyor ve farklı şekillerde savaşıyorlardı. | Open Subtitles | والأرض المنحدرة تحتهم الفيالق كانت تحارب في وجهات مختلفة و بطرق مختلفة |