ويكيبيديا

    "yükseklikten" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المرتفعات
        
    • ارتفاع
        
    • الارتفاع
        
    • إرتفاع
        
    • الارتفاعات
        
    • الأماكن المرتفعة
        
    • الإرتفاع
        
    • الأرتفاع
        
    • المُرتفعات
        
    • العلو
        
    Yükseklikten ya da herhangi bir şeyden korkmuyorsun değil mi? Open Subtitles أنتي لاتخافين من المرتفعات او اي شيء كهذا, اليس كذلك؟
    Yükseklikten, yılanlardan ya da kızıl saçlı kadınlardan korkmam ama bundan korkuyordum. Open Subtitles سأخبرك أنا لست خائفاً من المرتفعات أو الثعابين أو المرأة حمراء الشعر، لكنّي أخاف من هذا
    Cayman Adaları'nda halatı onu tutamayınca 15 metre Yükseklikten düşmüştü. TED إذ سقط من على ارتفاع 50 قدم في جزر كايمان عندما فشل الحبل في الإمساك به وتركه يسقط ليضرب في سطح الأرض.
    Prem abi, normalde bu Yükseklikten düşen bir insan ölür. Open Subtitles اخبي بريم,عادة بعد بعد السقوط من هذا الارتفاع الاشخاص يموتون
    Büyük bir Yükseklikten küçük insanlar iki boyutta yaşıyormuş gibi görünüyor. Open Subtitles من إرتفاع شاهق ، يبدو أن الناس تعيش في بعدين فقط
    Biliyorsun, buradakilerin çoğu Yükseklikten korkarlar, dediğimi anlıyor musun? Open Subtitles أترى هؤلاء الناس هناك؟ الكثير منهم يخشى الارتفاعات اتدرك ما أقول؟
    Kendini iyi hissetmiyor. Sanırım Yükseklikten oldu. Open Subtitles ، إنّها ليسَت على مايرام . أعتقد أنّه بسبب المرتفعات
    Umarım Yükseklikten korkmuyorsundur. Hadi, gel. Open Subtitles أرجو أنّك لا تخشى المرتفعات فلنصعد، هيّا بنا
    Bunun muhteşem yani ise, hala mükemmel bir yardım köpeği olması çünkü şimdi, ikisi de yüksekten korktuğunda, Lonnie Gander'in iyi olmamasından endişelendiğinden Yükseklikten korktuğunu unutuyor... TED وما يثير الدهشة أن لا يزال مع ذلك كلب مساعد رائع، لأنه الآن، عندما يكونان على مرتفع كبير، يقلق لوني على سلامة غاندر فينسى أنه نفسه يخشى المرتفعات.
    Ben dışarıda beklesem daha iyi Milly. Yükseklikten hoşlanmıyorum. Open Subtitles سأنتظركم في الخارج، فلا أحب المرتفعات
    Öteki, "Hayır sen bin, ben Yükseklikten korkarım." demiş ve diğeri binmiş. Open Subtitles و قال الأخر "لا لا, إذهب أنت, فانا اخاف من المرتفعات"
    Yükseklikten nefret ederim..başımı döndürür. Open Subtitles أنا أكره المرتفعات إنها تخيفني
    Nefes alacak havanın olmadığı Yükseklikten ölmeyi dileyeceğiniz kadar soğuk suya inmeyi öğreteceğim size. Open Subtitles من ارتفاع مثل هذا ولا يوجد هواء للتنفس الى مياة قارصة البرودة ستتمنى لو كنت ميت حينئذ
    Bu da şu Yükseklikten düşmüş olması gerektiğini gösteriyor... off.. bu işe yaramayacak. Open Subtitles ما يعني بأنه كان من المفروض أنها قد سقطت من على ارتفاع هذا ليس جيداً
    Önemli Yükseklikten dolayı, bazen volkanologların tıbbi bakıma ihtiyacı oluyor. Open Subtitles يرجع ذلك إلى ارتفاع كبير، من حين لآخر فإن علماء البراكين يحتاجون إلى رعاية طبية.
    Ve bu iki resimde de bu iki koşul var -- aynı Yükseklikten ve aynı ışıkta çekilmişler. TED الشرطان المتوفران بهاتين الصورتين تم التقاطهما من نفس الارتفاع وتحت نفس الإضاءة
    O hızda ve o Yükseklikten düşmesiyle uyumlu yaralar yok. Berelenmelere ne diyorsun? Open Subtitles لا يوجد إصابات تتفق مع السقوط من هذا الارتفاع في تلك السرعة.
    Yavrusu kent dünyasına ilk kez 10 metrelik ürkütücü bir Yükseklikten bakıyor. Open Subtitles أول نظرة لطفلها على العالم الحضاري على إرتفاع مرعب بقدر 30 قدمًا
    Yükseklikten olsa gerek. Kan beyinlerine hücum ediyor herhalde. Open Subtitles إنه تغيير الإرتفاع إرتفاع الدم إلى رؤوسهم
    Yükseklikten hoşlanır mısın? Open Subtitles أنتِ تحبين الارتفاعات , صحيح؟
    Önceleri Yükseklikten hiç korkmuyordun. Open Subtitles لم تكن مذعورا من الأماكن المرتفعة هكذا من قبل
    Bu resimler aynı Yükseklikten çünkü aynı anda gerçekleştiler. Open Subtitles هذه اللقطات من نفس الأرتفاع وألتقطت فى نفس الوقت
    Yükseklikten , düşmekten ya da muhtemelen yapabildiğim hiç birşeyden korkmuyorum. Open Subtitles أنا لستُ خائفة من المُرتفعات أو السقوط أو... أيّ شيءٍ يُفترض أن أكون خائفة منه.
    Bu Yükseklikten düşmek açık kırıklara ve şiddetli iç kanamalarına neden olur ve maalesef ki bu arkadaşta hepsi var. Open Subtitles السقوط من هذا العلو سيسبب كسر مضاعف، ونزيف داخلي كبير، وكلها على الشاب المسكين، ويؤسفني قول ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد