Yükseklikten ya da herhangi bir şeyden korkmuyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتي لاتخافين من المرتفعات او اي شيء كهذا, اليس كذلك؟ |
Yükseklikten, yılanlardan ya da kızıl saçlı kadınlardan korkmam ama bundan korkuyordum. | Open Subtitles | سأخبرك أنا لست خائفاً من المرتفعات أو الثعابين أو المرأة حمراء الشعر، لكنّي أخاف من هذا |
Cayman Adaları'nda halatı onu tutamayınca 15 metre Yükseklikten düşmüştü. | TED | إذ سقط من على ارتفاع 50 قدم في جزر كايمان عندما فشل الحبل في الإمساك به وتركه يسقط ليضرب في سطح الأرض. |
Prem abi, normalde bu Yükseklikten düşen bir insan ölür. | Open Subtitles | اخبي بريم,عادة بعد بعد السقوط من هذا الارتفاع الاشخاص يموتون |
Büyük bir Yükseklikten küçük insanlar iki boyutta yaşıyormuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | من إرتفاع شاهق ، يبدو أن الناس تعيش في بعدين فقط |
Biliyorsun, buradakilerin çoğu Yükseklikten korkarlar, dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | أترى هؤلاء الناس هناك؟ الكثير منهم يخشى الارتفاعات اتدرك ما أقول؟ |
Kendini iyi hissetmiyor. Sanırım Yükseklikten oldu. | Open Subtitles | ، إنّها ليسَت على مايرام . أعتقد أنّه بسبب المرتفعات |
Umarım Yükseklikten korkmuyorsundur. Hadi, gel. | Open Subtitles | أرجو أنّك لا تخشى المرتفعات فلنصعد، هيّا بنا |
Bunun muhteşem yani ise, hala mükemmel bir yardım köpeği olması çünkü şimdi, ikisi de yüksekten korktuğunda, Lonnie Gander'in iyi olmamasından endişelendiğinden Yükseklikten korktuğunu unutuyor... | TED | وما يثير الدهشة أن لا يزال مع ذلك كلب مساعد رائع، لأنه الآن، عندما يكونان على مرتفع كبير، يقلق لوني على سلامة غاندر فينسى أنه نفسه يخشى المرتفعات. |
Ben dışarıda beklesem daha iyi Milly. Yükseklikten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | سأنتظركم في الخارج، فلا أحب المرتفعات |
Öteki, "Hayır sen bin, ben Yükseklikten korkarım." demiş ve diğeri binmiş. | Open Subtitles | و قال الأخر "لا لا, إذهب أنت, فانا اخاف من المرتفعات" |
Yükseklikten nefret ederim..başımı döndürür. | Open Subtitles | أنا أكره المرتفعات إنها تخيفني |
Nefes alacak havanın olmadığı Yükseklikten ölmeyi dileyeceğiniz kadar soğuk suya inmeyi öğreteceğim size. | Open Subtitles | من ارتفاع مثل هذا ولا يوجد هواء للتنفس الى مياة قارصة البرودة ستتمنى لو كنت ميت حينئذ |
Bu da şu Yükseklikten düşmüş olması gerektiğini gösteriyor... off.. bu işe yaramayacak. | Open Subtitles | ما يعني بأنه كان من المفروض أنها قد سقطت من على ارتفاع هذا ليس جيداً |
Önemli Yükseklikten dolayı, bazen volkanologların tıbbi bakıma ihtiyacı oluyor. | Open Subtitles | يرجع ذلك إلى ارتفاع كبير، من حين لآخر فإن علماء البراكين يحتاجون إلى رعاية طبية. |
Ve bu iki resimde de bu iki koşul var -- aynı Yükseklikten ve aynı ışıkta çekilmişler. | TED | الشرطان المتوفران بهاتين الصورتين تم التقاطهما من نفس الارتفاع وتحت نفس الإضاءة |
O hızda ve o Yükseklikten düşmesiyle uyumlu yaralar yok. Berelenmelere ne diyorsun? | Open Subtitles | لا يوجد إصابات تتفق مع السقوط من هذا الارتفاع في تلك السرعة. |
Yavrusu kent dünyasına ilk kez 10 metrelik ürkütücü bir Yükseklikten bakıyor. | Open Subtitles | أول نظرة لطفلها على العالم الحضاري على إرتفاع مرعب بقدر 30 قدمًا |
Yükseklikten olsa gerek. Kan beyinlerine hücum ediyor herhalde. | Open Subtitles | إنه تغيير الإرتفاع إرتفاع الدم إلى رؤوسهم |
Yükseklikten hoşlanır mısın? | Open Subtitles | أنتِ تحبين الارتفاعات , صحيح؟ |
Önceleri Yükseklikten hiç korkmuyordun. | Open Subtitles | لم تكن مذعورا من الأماكن المرتفعة هكذا من قبل |
Bu resimler aynı Yükseklikten çünkü aynı anda gerçekleştiler. | Open Subtitles | هذه اللقطات من نفس الأرتفاع وألتقطت فى نفس الوقت |
Yükseklikten , düşmekten ya da muhtemelen yapabildiğim hiç birşeyden korkmuyorum. | Open Subtitles | أنا لستُ خائفة من المُرتفعات أو السقوط أو... أيّ شيءٍ يُفترض أن أكون خائفة منه. |
Bu Yükseklikten düşmek açık kırıklara ve şiddetli iç kanamalarına neden olur ve maalesef ki bu arkadaşta hepsi var. | Open Subtitles | السقوط من هذا العلو سيسبب كسر مضاعف، ونزيف داخلي كبير، وكلها على الشاب المسكين، ويؤسفني قول ذلك. |