ويكيبيديا

    "yürüdüğünü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تسير
        
    • يسير
        
    • تجري
        
    • يمشي
        
    • تمشي
        
    • سير
        
    • تمشين
        
    • تجرى
        
    • تتم
        
    • مشى
        
    • سنّة
        
    • خطواتك
        
    • يمشون
        
    • بأن العضلات تعمل
        
    Ama burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrendikten sonra, bu değişecek. Open Subtitles لكن هذا سيتغير قريباً عندما تجد كيف تسير الأمور هنا
    Görgü tanığı olsa bile muhtemelen temize çıkar. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. Open Subtitles هناك إحتمال بالإفراج عنه حتى مع وجود الشهود, أنا أعلم كيف تسير الأمور
    Sana bu işlerin gerçek dünyada nasıl yürüdüğünü anlatmak isterdim... Open Subtitles ورغم أنني أود أن أشرح لك كيف يسير العالم حقيقةً
    İşlerin nasıl yürüdüğünü bilecek kadar uzun zamandır bu işteyim. Open Subtitles لقد كنت ألعب بما فيه الكفاية لأعلم كيف تجري الامور
    Burada küçük bir adamın ya da bir kadının yürüdüğünü görüyoruz. TED نرى هنا أن هناك رجلاً يمشي على طول، أو ربما إمرأة.
    Kızın aletlerini üzücü bir hediye gibi ellerinde tutan adamlar karşısında yürüdüğünü düşünürsek. Open Subtitles لنفكّر أنّها كانت تمشي لغرفة فيها الرّجال أياديهم في عضوهم، كأنّه تقديم حزين،
    Pasifik Körfezi'nin önemini bilen işlerin nasıl yürüdüğünü bilen bir sınıf başkanı istiyorsanız o zaman oyunuzu Bailey'e verin. Open Subtitles حتى إذا كنت ترغب في رئيس يدرى كيفية سير الأمور هنا أذا رجاءا صوتوا لبايلى
    Dünyanın bu kısmında bu mevcut değil ve bence bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilmek herkesin hakkı. TED لكنها لا تتواجد أساسا في هذا الجزء من العالم، وأنا أشعر أنه من حق كل شخص أن يعرف كيف تسير هذه الأشياء.
    O zaman Sergis Bauer'le yürüdüğünü bilmiyordum. Open Subtitles لم اكن اعلم وقتها انها كانت تسير مع سيرجس بوير
    Bana doğru yürüdüğünü duyunca gülümsemeden duramıyorum. Open Subtitles عندما اسمعك تسير بإتجاهي لا أستطيع التوقف عن الابتسام
    Nasıl olur da Sovyet düzeninde işlerin nasıl yürüdüğünü bilmezsin? İşlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. Open Subtitles كيف يمكن هذا، يبدو أنك لا تعرف كيف تسير الأمور في الاتحاد السوفيتي؟
    Bak, bugün ilk günüm değil. Bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum. Open Subtitles انظر، ليس وكأنه أول يوم لي أنا أفهم كيف يسير الأمر
    Yorkie'nin ahırına doğru yürüdüğünü gördü. Open Subtitles يسير على الطريق مرتديا بزة سائقى السيارات
    İşlerin nasıl yürüdüğünü ve yöntemin nasıl işe yaradığını öğrenmeniz lazım. Open Subtitles يجب أن تتعلم كيف تجري الأمور و كيف يسير النظام
    Bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilirim. Sen yemdin, o da yuttu. Open Subtitles .أعرف كيف تجري هذه الأمور لقد كنت متعلقة وهو التهم الطعم
    Burada belden aşağısı felç olan bir hastanın bu dış iskelet yardımı ile gerçek anlamda yürüdüğünü görebilirsiniz. TED هذا مريض مشلول يمشي بواسطة ربطه بهذه الهياكل الخارجية.
    Öyle ya da böyle, robotikte yüz yıllık süreçte, bir robotun iki ayak üzerinde yürüdüğünü görmediniz, çünkü robotlar iki ayak üzerinde yürümez, çünkü o kadar kolay bir şey değil. TED إلا أنه وخلال مئات السنين من العمل على الرجال الآليين، لم تشاهدوا قط رجل آلي يمشي على قدمين، لأن الرجال الآليين لا يمشون على قدمين ولأنه ليس عملا يسهل القيام به.
    Sen gözaltında bulunuyorsun... yakında nasıl düz yürüdüğünü ve doğru konuşacağını unutacaksın... Open Subtitles انت في معتقل قريبا سوف تنسى كيف تمشي معتدلا او تتحدث بطريقة صحيحة
    Burada işlerin nasıl yürüdüğünü anladığınızdan emin olmak istiyoruz. Open Subtitles نودّ التأكّد بأنّك تفهم كيفيّة سير الأمور في هذه الأنحاء
    Ama o koridorda yürüdüğünü görünce aslında ne kadar basit olduğunu anladım. Open Subtitles ولكن، عندما شاهدتك وأنت تمشين في الممر، علمت كم أن الأمر سهل
    Bilmediğiniz çok şey biliyorum. İşlerin nasıl yürüdüğünü. Open Subtitles أنا أعرف كل شىء انت لا تعرفة أعرف كيف تجرى كل الأمور
    Hapishanede kaldığın için işlerin tam olarak nasıl yürüdüğünü biliyor olmalısın. Open Subtitles طالما كنت في السجن يجب أن تعرف بالضبط كيف تتم الأمور.
    Bunun devam etmesini sağladık. Burada deneğimiz Bruno’nun ilk kez yürüdüğünü göreceksiniz. TED واصلنا العمل على ذلك، وما سترونه هنا هي المرة الأولى التي مشى فيها أحد مرضانا بالفعل، وهو برونو.
    Bence röportaj işinin nasıl yürüdüğünü bilmiyorsun. Open Subtitles لا أحسبك تفهم سنّة اللقاء الإعلاميّ.
    yürüdüğünü duyabiliyorum. Open Subtitles ---أستطيع سماع خطواتك
    farkettim ki, resimdeki köprüde birçok insan var ve köprü boyunca insanların yürüdüğünü zorlukla görebiliyorum. TED و لاحظت فوق الجسر هناك أشخاص كثيرين بالكاد تستطيع أن تراهم يمشون عبر الجسر
    Bacağını hissetmesen bile, yürüdüğünü hayal et. Open Subtitles حتى لو كنت تعتقد بأنك لا تشعر بها تخيل بأن العضلات تعمل ، مرة إضافية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد