ويكيبيديا

    "yürümeyi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المشي
        
    • السير
        
    • تمشي
        
    • أمشي
        
    • امشي
        
    • يمشي
        
    • للمشي
        
    • المشى
        
    • الزحف
        
    • التنزه
        
    • المسير
        
    • للسير
        
    • بالمشي
        
    • يَمْشي
        
    • سيراً على
        
    yürümeyi ve konuşmayı öğrenmiş bir balık ama kim olduğu ve nereden geldiği hakkında hâlâ öğreneceği çok şey var. TED نعم، هناك من تعلم المشي والكلام، ولكن هناك من لا يزال لديه الكثير ليتعلمه عن من نحن ومن أين أتينا.
    Şimdi hepimiz yürümeyi kesip, bu genç adamın gelinini öpmesini izleyelim. Open Subtitles الآن دعونا كلنا نتوقف عن المشي ولنشاهد هذا الشاب يقبل عروسته
    İkizler yürümeyi yeni öğreniyor o yüzden Jeffords evinde kaos hakim. Open Subtitles عندما بدأ التوأم التعلم على المشي الفوضى عمت منزل آل جيفوردز
    Ama önce, düşünmeksizin uygun adım yürümeyi ve silah kullanmayı öğrenmeniz lazım. Open Subtitles لكن أولا ، يجب تتعلم السير بخطوة تتعامل مع الأسلحة دون تفكير
    Bu iki örnekte de gördüğünüz gibi, temel olarak sanal ortamda yürümeyi öğrenen makinalarımız ve aynı zamanda gerçek hayatta yürümeyi öğrenen makinalarımız var. TED في هذين المثالين، كانت لدينا مبدئيا آلات تعلمت كيف تتحرك في المحاكاة وآلات تعلمت كيف تمشي في الحقيقة
    Bir kez olsun, bu şekilde yürümeyi hak edeceğim. Open Subtitles و لمرَّة واحدة، سأستحِّقُ أن أمشي بتلكَ الطريقَة
    Hayır, tamamen güvenli olduğundan emin olmak için her gece çiftlikte yürümeyi severim. Open Subtitles لا ، أحب المشي حول المزرعة كل ليلة لأتأكد من سلامة كل شيء
    Ya da aklınıza çocukların yürümeyi, konuşmayı ve çatalı nasıl kullanacaklarını öğrendikleri çocukluğunuz gelebilir. TED أو ربما يذهب بكم التفكير إلى مرحلة الطّفولة المبكّرة حيث يتعلم الأطفال المشي والكلام واستخدام الشوكة.
    Kazadan sonra yalnızca yeniden yürümeyi değil, seçtiği spor dalı olan dağcılığa da geri dönmeyi hayal etti. TED بعد حادثته، لم يحلم باستعادة قدرته على المشي فقط، لكنه أيضًا حلم بالعودة إلى رياضة تسلق الجبال المفضلة لديه.
    Eğer yürümeyi, konuşmayı, bisiklet sürmeyi ve hatta kuantum mekaniğini öğreneceksek bunu yapmak zorundayız. TED فتحتم علينا فعل ذلك إذا أردنا أن نتعلم كيفية المشي أو الكلام أو ركوب الدراجات أو حتى دراسة ميكانيكا الكم، صحيح؟
    Birazdan göreceğiniz şey yapay evrimi kullanarak yürümeyi öğrenen bir, iki ayaklı. TED ما سترونه بعد قليل هو شكل ذو قدمين بسيط جدا كان قد تعلم المشي باستخدام التطور الاصطناعي
    Gerçekten de yürümeyi öğrendiğim yer orasıydı. TED ولقد كانت حقا المكان الذي تعلمت فيه المشي.
    Palau'daki dalış kazamdan sonra tekrar yürümeyi öğrenmem bir senemi aldı TED استغرق مني سنوات لتعلم كيفية المشي مرة أخرى بعد أن كنت قد تعرضت لحادث غوص في بالاو
    engellerinin olduğunu öğrendim. Bazıları yürümeyi ve konuşmayı hiç öğrenememişti. TED بعضهم لا يستطيع تعلم المشي أو الكلام أبداً
    Hollywood Bulvarı'nda yürümeyi seviyorum çünkü Roger'ın yıldızına yaklaştığımı biliyorum. Open Subtitles أحب السير في جادة هوليوود لأنني أعلم ان نجمتهُ قادمة
    yürümeyi bıraktım. Ve bir saniye içinde aklım çifte negatifi çok daha korkutucu bir negatife çevirdi. TED ان هذا قد يحد من قدرتي على السير لاحقاً وقد تطلب ثواني الامر لكي اكتشف ان الامر مريعٌ جداً
    Bu kavramdaki temel fikir şu, vatandaşlarınızın yürümesini istiyorsanız ki bu faydalı bir şey, yürümeyi makul bir ulaşım aracı haline getirmelisiniz. TED والفكرة الأساسية هي إذا كنتم تريدون من المواطنين أن يتحركوا لأن ذلك مفيد، فإنكم تحتاجون في الواقع إلى السير كوسيلة نقل معقولة.
    Nöbetler sadece sağ yanını etkiliyor ama o kadar sıklar ki yürümeyi, konuşmayı, yemeyi, öğrenmeyi unutacak hale gelmiş. Open Subtitles التأثيرفقطمن جانبهاالأيمن, ولكنه متكرر كثراً. نست كيف تمشي, تتكلم , تأكل وتتعلم.
    Düğün günümüzde, koridordan sana doğru yürümeyi beklerken şöyle düşünmüştüm, Open Subtitles اتعلم في يوم زفافنا عندما كنت انتظر ان امشي بالممر نحوك كنت افكر
    Ona Ivan'ın otizmli olmasından ve kimse onun elini tutmadan tek başına sokakta yürümeyi öğrenmesini istediğimden bahsettim. TED وأخبرته عن ايفان، وأنه يعاني من التوحد، وكم وددت أن أراه يمشي في الطريق بمفرده، من دون وجود أحد ليمسك يده.
    Her sabah arabasını otoparka park ederken yürümeyi imkânsız hale getiren topuklu ayakkabılarını giyerken onunla ilgili her şey zahmetsiz görünüyordu. Open Subtitles كل صباح عندما تقف في مواقف السيارات ترتدي تلك الأحذية المظنية للمشي كل شيء بخصوصها بدا سهلاً
    Burada yürümeyi ve ağaca tırmanmayı öğrendim. Open Subtitles هذه الشجرة كنت أتسلقها حين تعلمت المشى حديثا
    Eğer savaşıyorsan, savaşmayı bırak... eğer uygun adım yürüyorsan, yürümeyi bırak. Open Subtitles إذا كنت تقاتل، توقف عن القتال إذا كنت تزحف للقتال، توقف عن الزحف
    Elvira cambaz ayaklıklarıyla yürümeyi kolay buldu. Open Subtitles إلفيرا وجدت أنه من السهل التنزه على خشبتين
    Kocamın bizi birlikte görmesindense, yağmurda yürümeyi tercih ederim. Open Subtitles أهون عندي المسير تحت المطر خير من أن يراني زوجي برفقتك.
    Sağ ol, merkeze yürümeyi çok daha kolaylaştıracak. Open Subtitles شكراً. هذا سيُسهل الأمر أكثر للسير إلى المركر
    16 yaşındasın. Ne istiyorsun... Ömrün boyunca etrafta yürümeyi mi? Open Subtitles إنّك بالـ16، ماذا، أترغب بالمشي طوال حياتك؟
    Bir kaç ay geçti, 3 gün içinde taburcu olacaktı, yürümeyi , herşeyi baştan öğrendi sonra birden tekrar komaya girdi ve ondan hemen sonra öldü işte, anlıyormusun? Open Subtitles الشهرين مَرَّ هو كَانَ مستعدَّ لرُجُوع للبيت في 3 أيامِ، تعلّم كَيفَ يَمْشي وكُلّ شيءَ ثمّ فَجْأة هو فقط عادَ للهبوط في الغيبوبةِ
    Seninle gitmektense eve yürümeyi tercih ederim. Open Subtitles أفضل الذهاب للمنزل سيراً على ان أذهب معك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد