Yürüyüşlere çıkarıyorum. Bir yerlerde yemek yediriyorum maçlara falan götürüyorum. | Open Subtitles | أحب أن اصطحبه للمشي واصطحابه ايضا لتناول بعض الوجبات الخفيفة |
Onunla yürüyüş yolunda uzun Yürüyüşlere çıkardık. | Open Subtitles | اعتدنا أن نخرج للمشي طويلاً سويّة حول المطحنة. |
İşten sonra her zaman uzun Yürüyüşlere çıkmayı severdi. | Open Subtitles | بعد العمل,قالت انها تحب ان تذهب في نزهات طويلة |
Ailesiyle Yürüyüşlere çıktı. | TED | ذهب مع والديه في نزهات. |
En sonunda ameliyat oldum işte, çünkü artık uzun Yürüyüşlere çıkamıyordum. | Open Subtitles | وفي النهاية خضعت للعملية لأنه لم يعد باستطاعتي السير لمسافات طويلة |
Senin dışarı çıkıp, yaşlılara yardım etmen, Yürüyüşlere katılman lazım. | Open Subtitles | يجب أن تكوني بالخارج تساعدين المسنين المحالين إلى التقاعد وتشاركين في المسيرات أو ما شابه |
Yürüyüşlere beraber çıkmalar, fısır fısır konuşmalar. | Open Subtitles | الذهاب للمشي معا، وجود محادثات خاصة. |
Onu uzun Yürüyüşlere çıkart. | Open Subtitles | خذها إلى نزهات طويلة. |
Katılıyorum. Uzun Yürüyüşlere bayılırım... | Open Subtitles | أوافقك الرأي فأنا أحب السير لمسافات طويلة |
Seni de Yürüyüşlere getiriyordu. | Open Subtitles | كانت تجلبك معها إلى المسيرات |
Yürüyüşlere katılmayacaksın. | Open Subtitles | انظري لا مزيد من المسيرات |