| Yüzük için yeterli parası yoktu onun yerine bana bunu aldı. | Open Subtitles | لم يكن معه المال الكافي ليشتري لي خاتماً لكنه إشترى لي هذه بدلاً منه |
| Yüzük için yeterli parası yoktu onun yerine bana bunu aldı. | Open Subtitles | لم يكن معه المال الكافي ليشتري لي خاتماً لكنه إشترى لي هذه بدلاً منه |
| Bana hediye edilen küçük altın bir Yüzük için dövüşmüştük. | Open Subtitles | تعاركنا من أجل خاتم ذهبى ضئيل الذى كان هدية لى. |
| Yüzük için yaptırdım. Mükemmel! | Open Subtitles | وضعتها خصيصاً من أجل الخاتم - رائع - |
| Slocombe'un seni takip ettiğini biliyoruz. Buraya Yüzük için geldiğini de biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم فقط بأن (سلوكومب) كان يتتبعك نعلم بأنك أتيت إلى هنا من أجل الخاتم |
| Tamam ama törende Yüzük için cebini falan karıştırmam. | Open Subtitles | حسناً، ولكن في الحفل، لن أبحث في جيبك عن الخاتم. |
| O Yüzük için her yere baktım. | Open Subtitles | كنت أبحث عن الخاتم في كل مكان. |
| Yüzük için aldığım makbuz burada. | Open Subtitles | هذا هو أيصالي من أجل الخاتم |
| - ...nişan yüzüğü değil... - Buraya Yüzük için gelmedim. | Open Subtitles | ...( ل (ليندي) ضد (سيرما - أنا لست هنا من أجل الخاتم - |
| Yüzük için ne diyorsun? | Open Subtitles | ماذا عن الخاتم ؟ |