Sıradan sağlıklı bir insansanız ve maske takıyorsanız bu sadece yüzünüzü terletiyor. | TED | لو أنك ترتدي القناع الطبي كعامل صحي عادي، فأنه يجعل وجهك جميلًا. |
yüzünüzü de farketmiştir. Benden hâlâ kuşkulanıyorsanız, bu işinize yarar. | Open Subtitles | إن وجهك قد انطبع في ذاكرته, وهذا يجعلك تطمئنين مني |
Kar, buz, yüzünüzü jilet gibi kesen rüzgar, açlık, susuzluk. | Open Subtitles | الثلوج والجليد ، والرياح تقطع وجهك ، والعطش ، والجوع |
yüzünüzü cam ya da diğer parçalardan korumak için battaniye ve yastıkları kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تستخدموا الوسائد و الأغطية لحماية وجوهكم من تطاير المخلفات و الزجاج |
Buraya beni kırpmaya geldiyseniz en azından yüzünüzü gösterecek cesaretiniz olsun. | Open Subtitles | إن كنتم هنا لتقتلوني، فمن الاحترام أن تظهروا وجوهكم على الأقل. |
Sonunda yüzünüzü görmek çok güzel. EVet, gidip kafamı kitaplara gömeyim en iyisi. | Open Subtitles | من اللطيف رؤية وجهكِ أخيرًا حسنًا، من الأفضل أن أذهب للدراسة |
Sizinle bir daha konuşmayacak yüzünüzü bir daha görmeyecek olmak benim için dayanılmaz. | Open Subtitles | ومن أنني لن أتحدث إليك أو أرى وجهك ثانيةً هذا فوق ما أتحمله |
çünkü fotoğrafta bir aslanın bıyıklarını yüzünüzü parçalaması korkusu olmadan inceleyebilirsiniz. | TED | ففي الصورة تستطيع أن ترى شارب أسد من دون الخوف من أن يلتهم وجهك |
Tamam, diyelim yüzünüzü mahvetmemek için maske giyeceksiniz. | TED | حسنًا، لذلك سوف ترتدي قناعًا لتجنب تحطيم وجهك. |
Günde yalnızca 100 litre suyla beş dakikalık duş alabilirsiniz, yüzünüzü iki kez yıkayabilir ve muhtemelen sifonu beş kez çekebilirsiniz. | TED | بوجود 100 لتر من الماء يوميًا، يمكنك أخذ حمام لخمس دقائق، غسل وجهك مرتين، وربما سحب السايفون خمس مرات. |
Majeste, bardak yüzünüzü saklamasın, lütfen. | Open Subtitles | هل لي أن أقترح أن تمسك بكأسك إلى جانب واحد؟ إنه يخفي وجهك |
Galiba yüzünüzü sık sık onlardan biriyle siliyormuş. | Open Subtitles | يقولون أنها تمسح وجهك بواحدة في أغلب الأحيان |
Bana değer veriyorsanız gecenin geri kalanında aşağı katta yüzünüzü göstermezsiniz. | Open Subtitles | لو كنتم تهتمون بشأني، فلن تُظهروا وجوهكم لبقية الليلة |
Buraya hainleri görmeye geldik. Başınızı kaldırın! - Bana yüzünüzü gösterin. | Open Subtitles | لقد جئنا لنري الخونة أرفعوا رؤوسكم دعونا نري وجوهكم |
Yine de onu yakladığınızda, İkinci Kira gibi sadece yüzünüzü görerek öldürebileceği aklınızda bulunsun. | Open Subtitles | وعلى أي حال حينما تقبضوا عليه فمن المفترض أنه يستطيع القتل فقط برؤية وجوهكم ، مثل كيرا الثاني |
Hepiniz dükkânımdan uzak durun. yüzünüzü unutmayacağım. | Open Subtitles | جميعكم , ابتعدوا عن متجري أنا أتذكر وجوهكم |
İzninizle size tavsiyede bulunayım, canlarım, dağ havası ve kara maruz kaldıktan sonra yüzünüzü sıcaktan uzak tutunuz. | Open Subtitles | إسمحوا لي أن أنصحكم ، أعزائي أن تغطوا وجوهكم من النار الحارة بعدما تعرضتم لهواء و ثلج الجبل. |
"Kraliçem, yüzünüzü çok solgun gördüm bu kasedeki fasulye lapasını yiyin ve gücünüze tekrar kavuşun." | Open Subtitles | أيتُها الملكة , لقد لاحظتُ بِأن وجهكِ شاحبً لِلغاية لِذا تناولي صحن عصيدة الفول هذا وأستعيدي طاقتكِ |
Yakına gelin Kaptan. yüzünüzü göremiyorum.. | Open Subtitles | سيحضر الكثير من المبعدين لا اريد رؤية وجوههم |
yüzünüzü kara çıkarmayacağım. | Open Subtitles | لن أخذُلك |
Teşekkürler Majesteleri, yüzünüzü kara çıkarmayacağım. | Open Subtitles | اشكرك يا صاحب الفخامه لن اخذلك |
yüzünüzü her gün göremeseydim ne olurdu diye düşünüyordum da çok üzüldüm. | Open Subtitles | .. كنت أفكر كيف ستكون الحياة لو لم أرى وجهكما كلّ يوم وهذا جعلني حزينة |
Çocuklar siz yukarı çıkın, elinizi yüzünüzü yıkayın ve doğru yatağa. | Open Subtitles | إصعدا لأعلى أيها الطفلان، وإغسلا وجهيكما اقذرين، ثم إخلدا للنوم. |
yüzünüzü kapatın. Gelin. | Open Subtitles | غطّيِ وجهَكِ. |