Ona yüz dolar ödemiştim. Illinois'dan geldiniz. | Open Subtitles | أنا دفعت له مائة دولار أنت أتيت من الينوى |
Onu yenen kişi ...benden yüz dolar alabilir. | Open Subtitles | من يمكن أن يضربه يمكن أن يأخذ مائة دولار مني. |
Adam saatte yüz dolar alıyor ama her kuruşunu hak ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يتقاضى مائة دولار بالساعة. ولكني أؤكد لكم أنه يستحق كل بنس منها. |
Tüketiciler yüz dolar vererek bazı cihazlar satın alıyorlar, mesela bu cihaz gibi: FitBit. | TED | يمكن للمستهلكين اليوم شراء أجهزة تساوي مئات الدولارات. مثل جهاز بيت فيت هذا. |
Ona bir hesap açmak istedim fakat sadece birkaç yüz dolar bozdurdu. | Open Subtitles | كنت أريد أن أفتح له حساب ولكنه صرف بعض مئات الدولارات . |
Ben de ona birkaç yüz dolar verip şehri terk ettim, bir daha da onu görmedim. | Open Subtitles | اعطيتها مائتي دولار وغادرت المدينه ولم ارها ثانية |
Elimdeki yüz dolar ben ve yeğenimin buradaki herkesi yeneceğini söylüyor. | Open Subtitles | لدي مئة دولار هنا لي ولإبن أختي لهزيمة أي شخص هنا |
Büyük adam dediğin birkaç yüz dolar motorunu yere çakmaz. | Open Subtitles | الرجال العظماء لا يجازفون من أجل بضعة مئات من الدولارات |
Bir yumurtadan iki yüz dolar kar ediyor. Bir günde dört yüz dolar! | Open Subtitles | . مئتان بيزة من أجل الفائدة للبيضة ، و أربعة من أجل اليوم الكبير |
Dua ederek değil, canım. Önce bana yüz dolar ver. | Open Subtitles | أولا تعطيني مائة دولار ثم أجري لك مكالمة هاتفية |
Bana yüz dolar daha transfer eder misin? | Open Subtitles | تعتقد بأنّك يمكن أن تقرضني مائة دولار أخرى؟ |
Talep inceleme uzmanı olarak haftalık bir kaç yüz dolar kazanırken yönetici doktor olarak altı rakamlı bir maaş kazanmaya başladım. | Open Subtitles | ذَهبتُ مِنْ جَعْل بضعة مائة دولار إسبوع كمراجع طبي إلى دخلِ رقمِ ستّة متزايدِ كطبيب مدير تنفيذي. |
Talep inceleme uzmanı olarak haftalık bir kaç yüz dolar kazanırken yönetici doktor olarak altı rakamlı bir maaş kazanmaya başladım. | Open Subtitles | انتقلت من جعل بضعة مائة دولار في الإسبوع كمراجع طبي إلى دخل رقم 6 متزايد كمدير موقع تنفيذي |
- Dersler adam başı yüz dolar, bir grupta en fazla yedi kişi olabilir. | Open Subtitles | الدروس مقابل مائة دولار للشخص لا أكثر من سبعة أشخاص بالمجموعة |
Haftalık ortalama yüz dolar daha fazla kazanıyorum. | Open Subtitles | و لقد بلغ متوسط المبلغ الإضافي مائة دولار في الأسبوع |
Birkaç yüz dolar için mi? İlgilenmiyorum. | Open Subtitles | لأخسر زوج من مئات الدولارات انا لست مهتم |
Bi kaç yüz dolar fazlası... ve çok güzel bi arabam olabilir. | Open Subtitles | إنها ستكلف القليل من مئات الدولارات ,رجاء |
Bir genbilimcisine yüz dolar döktükten sonra, annen kendisinin Yahudi olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | بعد صرف مئات الدولارات على علم الأنساب، امك اكتشفت انها يهودية. |
Bana bi kaç yüz dolar verdi arabayı bi kaç saat kullanmak için | Open Subtitles | أعطاني مائتي دولار لإستخدام الشاحنة لبضع ساعات. |
Tamam kişi başına yüz dolar her eyalet hükumetinin karşılayabileceği bir şey. | TED | حسناً ؟ مئة دولار للفرد الواحد هو شيء يمكن لكل ولاية حكومية القيام به. |
Önümüzdeki yıl satın alma fiyatının yüz ya da birkaç yüz dolar olmasını bekliyoruz. | TED | ونحن نتوقع في مثل هذا الوقت من العام القادم أن يكون ثمنه مئات, بضع مئات من الدولارات |
- İki bin İki yüz dolar. | Open Subtitles | أنت عملتِ ألفان و مئتان دولار. |
yüz dolar karşılığında güvenli bir şekilde Kandahar'a varacağını garanti edebilir misin? | Open Subtitles | بمائة دولار اريدك ان تتاكد ان تصل الى قندهار انتة وسليمة |
- Üstüne birkaç yüz dolar ekleyebilirim. | Open Subtitles | يمكننى إلقاء مائتى دولار. لايمكننىأن أسألكملتفعلواهذايارفاق. |
Biliyor musun, bu belki de birkaç yüz dolar değerinde kokaindi. | Open Subtitles | أهدرتَ كوكاييناً بقيمة مئتي دولار على الأرجح |
Bunu babamın evinden aldım. Genelde sayfaların arasına birkaç yüz dolar tıkıştırır. | Open Subtitles | خذي أخذت هذه من منزله هو في العادة يترك بعض المئات من الدولارات بين الصفحات |