O yüzden her ne hissediyorsa eminim bunu öğrenebilirim. | Open Subtitles | لذا أيًّا يكُن شعورها، فأوقن أنّي سوف أتبيّنه. |
O yüzden her ne yapıyorsanız ona Enzo'yu da dâhil işte. | Open Subtitles | لذا أيًّا يكُن ما تفعلانه، فضمّا (إينزو) إليه. أتسمعني يا (إينزو)؟ |
Bu yüzden her Noel Colleen arkadaşı Bay Schwartz'ı yemeğe çağırırdı ve bana piyanoda şarkı çaldırırlardı ve Colleen de onunla beraber söylerdi. | Open Subtitles | لذا كل عيد ميلاد .. " كولين " تحضر صديقها سيد "شوارتز " للعشاء و هي تجعلني أغني على البيانو وهي تغني له |
Elektronik ortama henüz aktarmadık bu yüzden her şey negatif klasörlerinde. | Open Subtitles | لم نقم بمسحهِ إلكترونياً, لذا كل شيء لا يزال في مجلدات قديمة |
Bu yüzden her şeyi içime atıyorum ve söyleyeceklerimin boktan farkı olmayacak artık. | Open Subtitles | لذلك أنا ألوم نفسي فقط لذلك كل كلامي أصبح عبارة عن أشياء غير مفيدة |
Bu yüzden, her yıl bu gün buraya gelir ve onun için dua ederim çünkü annesine söz verdim. | Open Subtitles | نعم لذلك , كل عام , في مثل هذا اليوم آتي و أقوم بأداء الصلوات لأجله |
İşte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. | Open Subtitles | لهذا السبب كل خدعة سحرية لها جزء ثالث |
Freya'nın yardımına ihtiyacımız olabilir. Bu yüzden her ne planlıyorsan vazgeç. | Open Subtitles | ربما نحتاج مساعدة (فريا)، لذا أيًّا يكُن ما تخطط له هنا، فإيّاكه. |
Phoenix Taş, insanlar deli döner Ve Julian'ın ruhu yüz yıldan fazla bu de oldu, yüzden her yerde o ben olmak gerekir, olduğunu Olabildiğince uzak olarak. | Open Subtitles | حجر العنقاء يجنّ الناس، وروح (جوليان) لبثت فيه لما يربو عن مئة سنة {\pos(190,230)} لذا أيًّا يكُن مكان تواجده، فعليّ الابتعاد عنه بقدر الإمكان. |
Biraz daha para kazanırsam, yeterli değil bu yüzden her küçük kayıt yardımcı olur. | Open Subtitles | سيد فازيري ليس كأنني أجني الكثير من المال لذا كل قليل يساعد |
Sanırım 12 yıl önce inşa edilmiş, o yüzden her şey yeni gibi. | Open Subtitles | أعتقد أنه بُنيَ قبل 12 عام لذا كل شيء يعمل كالجديد |
Bu yüzden her gün otobüs durağında onu bekledim. | Open Subtitles | لذا كل يوم أنتظرها في موقف الحافلات |
Bu yüzden her gün, uzak durmam gereken biriyle ufacık bir odada durmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | لذا كل يوم، سأكون محاطاً في غرفة صغيرة مع شخص... لا يُمكنني إبعاد يدي عنه... |
Bunu her kim yerleştirdiyse, yayını almak için teknik uzmanlığı yetersizmiş bu yüzden her şeyi bu sürücüye depoluyorlarmış bu da görüntüleri almak için defalarca eve girmek zorunda kaldıklarını gösteriyor. | Open Subtitles | الذى زرع هذه كان قليل الخبره لكى يبث العرض لذلك كل شئ مخزن على هذا القرص وهذا يعني أنهم قد |
İşte bu yüzden her gün bizim için çok önemli. | Open Subtitles | ..لذلك كل يومٍ هو ثمين بالنسبة لنا |
Bu yüzden her şeyin gitmesi gerek. | Open Subtitles | لذلك كل شيء يجب أن تذهب، كل شيء. |
İşte bu yüzden her gün bizim için çok önemli. | Open Subtitles | ... لذلك السبب كل يوم هو ثمين بالنسبة لنا |
Bu yüzden her biriniz mahvolmalısınız. | Open Subtitles | ولهذا السبب كل واحد منكم يجب أن يموت. |