Suyun altında yaşadığı için bacaklarında yüzgeçleri ve güzel bir gövdesi varmış. | Open Subtitles | ولأنها كانت تعيش تحت الماء, فقد كان لها زعانف و بدنٌ جميل. |
Bu esmer, güzel yavru köpek balığını gördüm ama yüzgeçleri kesilmişti. | Open Subtitles | هناك هذا جميل مصفر قرش ممرضة، ولكنه كان كل زعانف قطعت. |
Sırtındaki ve başının iki yanındaki küçük, saydam yüzgeçleri dalgalandırarak kendini ilerletir. | Open Subtitles | يدفع نفسه بتموج الزعانف الشفافة الصغيرة جدا على ظهره وعلى جانبى رأسه |
Küçük dişlerle kaplı yüzgeçleri olan köpek balıkları. | TED | أسماك قرش ذات الزعانف المغطاة بأسنان صغيرة. |
Etli yüzgeçleri ise, ağırlıklarını destekleyen bacaklar hâline geldi. | Open Subtitles | أصبحت زعانفها اللحيمة أرجلا قادرة على تحمل الأثقال. ثم منذ ٣٧٥ مليون سنة، |
Arka yüzgeçleri ile dikkatlice ve tam da doğru derinlikte çukur kazıyor. | Open Subtitles | مع زعانفها الخلفيه تحفر بعنايه العمق المناسب لها |
Büyük göğüs yüzgeçleri hem şeklini saklar, hem de yiyecek ararken kumu kazmasına yardım eder. | Open Subtitles | يمتلك زعانفُ صدريةُ ضخمةُ تستخدم للتنكرُ وهي يُمْكِنُ أَنْ تُساعد أيضاً في إزالة الرملِ عند البَحْث عن الغذاءِ. |
Devasa pektoral yüzgeçleri ve hala görülebilir gözleri ile, tabiri caizse, bana çarmıha gerilmiş gibi göründü. | TED | ومع زعانف صدرية ضخمة ولها عيون لا تزال واضحة جدا ، مما صدمني تماما ، اذا صح التعبير. |
Çok hassas olduğum bir konuda "Köpekbalığı yüzgeçleri" hakkında. | TED | كانت عن تجارة زعانف القرش .. وهي قصة ألتزمت بها بقوة وقضية أثرت بي |
Emin olun derisi pullarla kaplı ve kolları yerine yüzgeçleri vardı. | Open Subtitles | لدرجة ان الشائعات كانت تقول أن جسده كجلد السمك ولديه زعانف بدلاً من الاذرع البشرية |
Şu büyüklüktedir, sivri yüzgeçleri vardır. | Open Subtitles | إنه بهذا الحجم ، مع الشوك ، و زعانف خشنة |
Önüne koymuş ama bir sorun varmış. yüzgeçleri var. | Open Subtitles | و وضعها أمامه و لكن المشكله أن لديه زعانف |
Çin'de köpek balığı yüzgeci çorbasındaki talep patlamasıyla her gün yaklaşık 250,000 köpek balığı yüzgeçleri için yakalandı. | Open Subtitles | مع انفجار الطلب في الصين لحساء زعانف القرش، وتشير التقديرات إلى أن 250،000 أسماك القرش |
yüzgeçleri, en keskin dönüşlerde onların savrulmalarını önler. | Open Subtitles | في الإنعطافات الحادّة، تحافظ الزعانف على الإتزان. |
Eee, aslında... Bence onlar sadece yüzgeçleri yiyorlar. | Open Subtitles | في الواقع، أعتقد أنهم لا يأكلون إلا الزعانف |
Bu yüzgeçleri satın alan adam bu işten anlamıyor. | Open Subtitles | الرجل الذي إشترى الزعانف لم يكُن يعرف شيئًا! |
Bu yüzgeçleri istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد هذه الزعانف |
Ama yüzgeçleri iyileşince artık gidebilirdi. | Open Subtitles | لكن حالما شفيت زعانفها .كانت على ما يرام للرحيل |
Yüzmek için çok etkili olan yüzgeçleri karadayken neredeyse işe yaramazdır. | Open Subtitles | زعانفها الملائمة للسباحة دون فائدة تقريبًا على اليابسة |
Yavaş ve istemli kuyruk hareketlerini saklamak için kullandığı abartılı yüzgeçleri onu daha da üstün kılıyor. | Open Subtitles | تستخدام زعانفها المُفرطة لإخفاء حركات الذيلِ البطيئة والمتعمّدة، تتقدم شيئا فشيئا بشكل اقرب. |
Herkes mutantlarımızın yüzgeçleri olduğunu bilir. | Open Subtitles | الكُلّ يَعْرفُ أن المتحول له زعانفُ. |