ويكيبيديا

    "yüzyüze" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وجهاً لوجه
        
    • شخصياً
        
    • وجها لوجه
        
    • شخصيا
        
    • شخصي
        
    • وجهًا لوجه
        
    • واجهنا
        
    • شخصيًا
        
    • يواجهون
        
    • التي نواجهها
        
    Sayın Başkan, yüzyüze görüşmek istemesinin tek nedeni taleplerini önünüze sermek. Open Subtitles سيدتي الرئيسة، السبب الوحيد لطلبه لمقابلةٍ وجهاً لوجه هو لطرح طلباته
    Ama bayılmanın neden 137 saniye sürdüğünü açıklayabileceğini ve yüzyüze görüşmezsek konuşmayacağını söylüyor. Open Subtitles سبب فقدان الوعي، الذي دام 137 ثانية. ولن يتكلّم حتّى أراه وجهاً لوجه.
    Seni bulup, yüzyüze görüşmenin iyi olacağını düşündüm, Open Subtitles لقد عرفت اننى اذا جئت الى هنا وتكلمت معك شخصياً
    Pompey, Ona onunla yüzyüze ne zaman görüşeceğine dair niyetini göstermelisin. Open Subtitles يجب أن تعطي تلميحاً عن متي ستوافق علي مقابلته شخصياً
    Biliyorsun kavgalarımızı erkek erkeğe, yüzyüze bazen de kör tadım testi ile çözerdik. Open Subtitles اننا نحن كُنّا نَحْلُّ نزاعاتَنا رجل لرجل , وجها لوجه وبأختبار التذوق الاعمى
    Bunu yüzyüze yapmalısın. Birebir olması gerekli değil. Open Subtitles يجب عليك ان تفعليها شخصيا لا يجب ان يكون انا وانتي فقط
    - Çok samimiyetsiz olur. yüzyüze konuşmalılar. Open Subtitles ان هذا شخصي جدا عليكم ان تتقابلواوجها لوجة
    yüzyüze etkileşim bir dizi nörotransmiter salınımı sağlıyor, tıpkı bir aşı gibi, sizi şu an ve gelecek için koruyor. TED التواصل وجهاً لوجه يطلق سلسلة من الناقلات العصبية، وبشكل مشابه للقاح، تقوم بحمايتك في الوقت الحالي وكذلك في المستقبل.
    Onlar, benim sualtında yüzyüze ve defalarca karşılaşma zevkine vardığım nazik devlerdir. TED هذه حيتان ضخمة مهذبة كان لي شرف مقابلتها وجهاً لوجه عدة مرات تحت الماء.
    İşte Aristo der ki trajedi kahramanın gerçek kimliğiyle yüzyüze geldiği o andır. TED كما تعلمون، يقول أرسطوالمأساة هي اللحظة التي يأتي البطل وجهاً لوجه مع هويته الخاصة.
    yüzyüze gelinmesi gereken en önemli şey birçok şeyde yanılmış olduğum sadece çenemdeki testislerde değil. TED تواجه المواقف وجهاً لوجه وفي الحقيقة توصلت إلى الأشياء بطريقة خاطئة، وليس فقط عن الأعضاء.
    Bu yüzden, yüzyüze geldiğimizde söyleyemeyeceğim şeyleri yazıyorum. Open Subtitles إنني أكتب لك ما لن أجرؤ عن إخبارك به وجهاً لوجه
    Okuma salonunda yüzyüze üç yıl geçirince.. Open Subtitles بعد ثلاث سنوات من الجلوس وجهاً لوجه فى المكتبة.
    Düşündüm de, gelip yüzyüze konuşmak biraz görsel yardımda bulunmak iyi olur dedim. Open Subtitles فكّرت في المجيء شخصياً, لأعطيك بعض المعونات البصرية
    Herşeyi size yüzyüze anlatacağım, Fakat,hmm,bunun özel olması gerekiyor. Open Subtitles سأخبركِ كل شيءٍ شخصياً لكن، يجب أن يحدث هذا بشكلٍ سري
    Açıkçası mm... yüzyüze yapılması gereken bir konuşma gibi geldi. Open Subtitles فى حقيقة الامر أردت أن أقوم بتلك المحادثة شخصياً
    Bunu yüzyüze ve bu gece yapmalısın Open Subtitles عليك أن تقوم بذلك شخصياً وعليك أن تقوم به الليلة
    yüzyüze olsa işe yarar, fakat ayarlamak zordur. TED وجها لوجه قد تنجح، لكن من الصعب تحضير الوضع.
    Birinin gençken sahip olduğu ruhla tekrar yüzyüze geldiği anlar oldukça enderdir... Open Subtitles أن يضع المرء وجها لوجه مع مرآة لنفسه عندما كان شابا
    Sizinle yüzyüze konuşmak istiyorum. Kitabın için yeni bir bölüm buldum. Open Subtitles ،أردت التحدث لك شخصيا لدي فصل جديد لكتابك
    İşimin büyük bir parçası kötü haber vermek, bunu sizinle yüzyüze konuşmak istedim. Open Subtitles أكثر ما في وظيفتي هو .. قول الأخبار السيئة وأردت أن أقول هذا بشكل شخصي
    yüzyüze iletişime ihtiyacımız var. Duyarlılığın kareografisini bu ruhsal etkileşimler sayesinde öğreniriz ve yalnızlığımızın yerini dostluk, güven, sadakat ve sevgiye bırakırız. TED نحتاج للتفاعل وجهًا لوجه حيث سنتعلم جمالية الإيثار ونخلق تلك الأمور الروحية الحميدة مثل الصداقة والثقة والوفاء والحب التي تخلصنا من وحدتنا.
    Böylece yüzyüze gelmiştik. Meme ucu savaşına kitlenmiştik. Open Subtitles لذا واجهنا بعضنا البعض, في معركة الحلمات.
    Onunla yüzyüze konuşmak istiyorum, kan tahlileri için de gün ayarlamak gerekiyor. Open Subtitles اودّ رؤيتها شخصيًا ، وأجدول بعض فحوصات الدم
    Onlara yokolmayla yüzyüze olduklarını ama kendi güvensizlikleriyle yüzleşemediklerini söyledim. Open Subtitles ذكّرتهم أنهم يواجهون إبادة، لكنّهم لا يستطيعون مواجهة سوء ظنّهم.
    Aslında bunlar, yüzyüze gelmek zorunda olduğunuz,bilirsiniz, çeşitli ufak meydan okumalar. TED و لذلك هذا جزء من التحديات الصغيرة التي نواجهها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد