Malikâne neredeyse yıkılmak üzere. | Open Subtitles | لاحظت أن المنزل ينهار |
Ve üzerime yıkılmak üzere olan bir otel. | Open Subtitles | وفندق ينهار من حولي |
Foster vergi mükelleflerinin paralarıyla gezerken seçmen duvarı yıkılmak üzere ama bu onun pek umurunda değil. | Open Subtitles | (سايمون فوستر) يتسكع حول محصلي الضرائب حائط دائرته الإنتخابية ينهار ولا يصدر أي هراء |
Mutfağım yıkılmak üzere. | Open Subtitles | مطبخي ينهار |
İlçe seçim merkezinizin yan duvarı, yıkılmak üzere. | Open Subtitles | حائط دائرتك الإنتخابية سوف يسقط |
Yani duvarın annemin bahçesine doğru yıkılmak üzere. | Open Subtitles | حائطك أنت , سوف يسقط في حديقة أمي |
Burası yıkılmak üzere! | Open Subtitles | . المكان ينهار |
Evliliğim yıkılmak üzere ve bunu engellemek için bir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | زواجي ينهار |