Apophis beynini yıkadığı günden beri zihninin zayıf olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | منذ أن غسل أبوفيس دماغه أعتقد أن عقلة ضعيف |
Burası da, iki tane doktorası ve Carl Sagan tarafından imzalanmış bir yasaklama emri olan birinin çanak çömlek yıkadığı ilk laboratuvar olmuştur. | Open Subtitles | هذا حاليا المختبر الوحيد الذي غسل فيه الاطباق الزجاجية من قبل رجل لديه شهادتا دكتوراة و أمر إبعاد موقع من قبل كارل ساغين |
Bir gencin bir şeyler yıkadığı konusundaki beyanatına dayanarak oğlunun hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إنها تخاطر بحياة ابنها... بناءً على إدعاء فتى بأنه غسل شيئاً |
Peki ya Ba'al'ın beyinlerini yıkadığı diğer Jaffalar? | Open Subtitles | ((ماذا عن الـ((جافا الذين غسل (بعل) أدمغتهم؟ |
Kuru yaprakların mırıIdandığı, ani yağmurların toprağı yıkadığı gün. | Open Subtitles | والاوراق الجافة ستذوى وستغسل الامطار الغزيرة الارض |
Çamaşırhane Jersey'de, Diane Arbus'un çamaşırlarını yıkadığı yer. | Open Subtitles | (لاندرومات) فى بلدة فى (جيرسى) حيث إعتادت (ديان أربوس) غسل ثيابها |
Kuru yaprakların mırıIdandığı, ani yağmurların toprağı yıkadığı gün. | Open Subtitles | والاوراق الجافة ستذوى وستغسل الامطار الغزيرة الارض |