Sanırım bir yıl içerisinde deneme yapacak bir laboratuar ayarlayabilirim. | Open Subtitles | حسناً أفترض الحصول على مختبر مجهز وتجربة جارية خلال سنة |
Chris eklememi istedi -- tiyatro şu anda inşa ediliyor, ve bu projenin inşası bir yıl içerisinde başlayacak, ve 2010'da bitecek. | TED | سألنى كريس أن أضيف المسرح هو قيد الإنشاء، و هذا المشروع سوف يبدأ البناء به خلال عام وينتهي في 2010 |
Çinli bir sivil toplum örgütü olan Global Environment Institute son 15 yıl içerisinde 68'den fazla ülkede Çin'in 240'tan fazla kömürle çalışan elektrik santral yatırımı yaptığını buldu, hepsi One Belt, One Road hareketine bağlı. | TED | معهد البيئة العالمي، وهو مجموعة اجتماعية مدنية صينية، وجد أنه في السنوات ال 15 الماضية، استثمرت الصين في أكثر من 240 محطة طاقة تعمل بالفحم في أكثر من 68 دولة تابعة لمبادرة حزام واحد، طريق واحد. |
Ve sadece birkaç yıl içerisinde, San Francisco vahşetten arınmış ilk şehir oldu. Hesaplarında açığı bulunmayan ve tamamıyla topluluk tarafından desteklenen. | TED | وخلال سنوات معدودة أصبحت سان فرانسيسكو أول مدينة بدون قتل بدون أي مضار تذكر ومدعمة بشكل كامل من قبل المواطننين |
Bu 200, bir yıl içerisinde 40,000 olabilir. | Open Subtitles | و مهيئا بكل خبث ، هؤلاء الـ 200 قد يصبحون 40000 فى خلال سنة |
Bu ve çevre köylerden leoparlar bir yıl içerisinde 3 bebek kaçırmışlar. | Open Subtitles | من هنا ومن القرى القريبة الـ(فهود) قد أخذت ثلاثة أطفال خلال سنة واحدة |
Bence, bir yıl içerisinde... | Open Subtitles | أعتقد أن خلال سنة |
Kardeşlerim ve benim, bir yıl içerisinde öleceğine dair bir kehanet uyarısı. | Open Subtitles | نبوئة تُنذر بسقوطي أنا وأخوتي أجمعين خلال عام. |
Kardeşlerim ve benim, bir yıl içerisinde öleceğine dair bir kehanet uyarısı. | Open Subtitles | نبوئة تُنذر بسقوطي أنا وأخوتي أجمعين خلال عام. |
Faizleri, giderleri de hesaba katarsak borcunu bir yıl içerisinde kapatırsın. | Open Subtitles | أحسب الفائدة والنفاقات ستفي دينك خلال عام |
Görünen sonuç şuydu ki; 15 yıl içerisinde dünya çapındaki çocuk işçilerin sayısı 3'te 1'e kadar azalmıştı. | TED | وكانت النتيجة الملموسة أن عدد الأطفال العاملين في العالم قد انخفض بمقدار الثلث في السنوات ال 15 الماضية. |
Memnuniyetle söylüyorum, beş yıl içerisinde bu tezi büyük ölçüde kanıtladık. Dünyanın her yerinden yüzlerce senarist kendini temsil etti | TED | ويسرني أن أقول، في السنوات الخمس منذ إطلاقه لقد أثبتنا إلى حد كبير أن أطروحة |
Ve bu sadece Amerika'da nesillerce yaşayanlar için geçerli değil, ama aynı zamanda Amerika'ya çoğunlukla başlangıçta metabolik bakımdan sağlıklı gelmiş ve sonraki birkaç yıl içerisinde her bir diğer Amerikalı gibi yüksek obezite ve diabet riski oluşmuş göçmen ve mülteciler için de geçerlidir. | TED | وهذا لا ينطبق على الناس الذين عاشوا في الولايات المتحدة لعدة أجيال فحسب، بل أيضًا على المهاجرين واللاجئين، والذين بالنسبة لأغلب مجموعاتهم كانوا أصحاء استقلابيًا عند وصولهم إلى الولايات المتحدة وخلال سنوات قليلة، أصبحوا في نفس خطر الإصابة المرتفع بالبدانة والسكري كباقي الأمريكيين. |
Bütün işi sen yaparken kardeşlerinin pineklemesine ...ilk kez izin vermiyorsun ve kehanetin etkisinin geçtiği,her birimizin kaderi güvence altına ...alındığı bir yıl içerisinde, eğer istersen onları istediğin şekilde uyandırabilirsin. | Open Subtitles | هذه ليست أوّل مرّة تُرقد أخوتك في سبات بينما تكدح وحيدًا وخلال سنين وبعد زوال ميقات النبوئة وتأمَن مصائرنا جميعًا فأيقظهم بوقت فراغك إن شئت. |
Kanun, mahkeme duruşmasının bir yıl içerisinde olacağını söyler. | Open Subtitles | القانون يقول لك أن يكون لديك موعد المحكمة في غضون عام واحد |
Son 5-10 yıl içerisinde 250 milyon çocuğa bağışıklık kazandırıldı. | TED | 250 مليون طفل تم تلقيحهم في العقد والنصف الماضيين |
Geçen 52 yıl içerisinde sadece 25 kere yaptık bunu. | Open Subtitles | في خلال الـ52 عاما المنصرمة قمنا بهذا االإجراء 25 مرة |
Gepsin geçen yıl içerisinde öldürülmüş. Hepsinin de tırmakları eksik. | Open Subtitles | كلّهم قتلوا خلال العام الماضي، وتمّ إزالة أطراف أصابعهم جميعاً. |